11 Ekim 2012

GÜLÜMSE!

Şimdi ben sinsice iki satır yazıp gitsem, siz de sinsice okuyup kalsanız. Hasılı gidenlerden yoruldum arkadaş ya da bırak arkadaş kelime oyununu sadede gel.

Sezen dinliyorum yine, ki kararlıyım kusana kadar dinleyeceğim. ''Seni kimler aldı kimler öpüyor'' diyor cama vuran yağmur damlalarının sesine eşlik ederek. Evet karadeniz' e yağmur yağıyor, ne romantik. Bir de aklımın aynı kuytularında dolanmasaydım hep... ne ala...

Bak şu ara küfretmiyorum sana hayat, sükunetle karşılıyorum edepsizliğini. Cama vuran yağmur damlası diyorum, sezen diyorum, şimdi gülümse diyorum, romantik diyorum ama ''s.git başımdan, fahişe'' demiyorum ya da aile bireylerine ağzıma geleni söylemiyorum. Dedim ya sükunetle karşılıyorum edepsizliğini hayat.

Belki şehre bir film gelecekmiş ya ve iklim akdeniz olacakmış ya, umudumuz buymuş ya, o zaman biz de bekleriz. Play tuşuna tekrar basar, camda yağmurun sesi ve sezenimizle bekleriz; tebessüm ederek bize gülümseyecek hayatı...

Siz yine de hayatı sorgularken....

Ya da siz yine de hayatı sorgulamadan yaşayın ne de olsa sazlarımız vardı, ırmaklarımız vardı, çakıl taşlarımız vardı bizim, hadi gülümseyin. Benim biraz işim var...

cem ben, bir güzel ormanı bekliyor