31 Mayıs 2009

BLOGTAN MESAJ VAR

Sayın Gereksiz Yazar! kişisi,

Alanımı ruh halinin acayip yansıması kelimelerle kirletme. Ya adam gibi yaz yazını ya da çek git meydandan...

o kadarrrr (kadir inanırca)..

gereksiz adam/elçiye zeval olmaz..

30 Mayıs 2009

BİR SÜRÜ İŞİM VAR DAHA

Gülme krizlerim sinir boşalmasından değil ey ahali, dibini arıyorum da duygunun. Sonra depresyon kapıda, onunla buluşacagım..

pöffff, bi sürü işim var..

gereksiz/gereksiz zamanlar (toplam)

28 Mayıs 2009

GÜNLERDEN PERŞEMBE

gün;

sabah,
iş,
güç,
gelenler,
güneş ışığı,
tebessüm,
masum,
çekingen,
sessiz,
ürkek,
huzur,
giden,
huzursuzluk,
sorgulamalar,
karanlık..

gereksiz/günlerden perşembe

27 Mayıs 2009

YORGUN

Gizli kalmış yanlarını irdelemekten, ordan kendime pay çıkarmaya çalışmaktan yoruldum. Az kaldı, dönüyorum sırtımı sana, en beterinden saydıgım acımı da yanıma alarak. Çok zaman yaşadım ben bu çıkmazı, çok zaman sırtımı döndüm istemeden. Şimdi zamana yayılacak getirdikleri, uzun süre acısını yaşayacagım ama bu kaçınılmaz sona ne kadar çabuk girsem kardır. Bizi hüzün terk etmiyor sevgilim, Sezen söylemese de anlar mıydık bunu.

Bütün karanlıklarını ya aydınlat gel ya da gelme orda, ulaşılmazda kal. Yaşlanıyorum ve hayata karşı eskisi kadar dayanıklı değilim. Tiyatral bir gösteri sunuyorum kişilere kelimelerle baksana, yoksa evde kağıt kalem yok mu? O kadarım anla.

Şimdi bihaber olduğun bu yazıyla, soyut göndermeler yapıyorum sana. Ulaşacak biliyorum ve o gün düşün, hep karanlıkta mı kalacaksın yoksa bende mi?

yoruldum.

gereksiz adam/bir soyut aşk

25 Mayıs 2009

GÜLLER


Birde gülleri severim çiçeklerden. Zamanım olduğu dönemlerde dikip, şimdi çokca ilgilenemediğim bir güldür bu. Baktıkça bana kızıyormuş hissine kapılıyorum. Bugün gönlünü almak için fotoğrafını çektim, eskisi kadar sağlıklı gözükmesede insana huzur veriyor.

gereksiz adam/güller..

24 Mayıs 2009

LAY LAY..

lay

lay

lay

lom.....

şşşşşşş, sesssiz... huzur yanımda...

gereksiz yazar/gereksiz zamanlar

23 Mayıs 2009

Bİ B.K DEĞİŞMEZ

''Şiddetli hayat ağrılarım var.''

Yazdım oldu, anlamlaştırması kişilere ait. Okuyan bilir benim cümleye yüklediğim anlamı. Hayatla olan kavgamın aleyhime getirileridir, ağrı saydıklarım. Bütün şarkılarla bağımı keseceğim, artık Sezen dinlemeyeceğim, sigarayı bırakıp, polyanna serisini okuyacağım. Olur mu, geçer mi?

Benim derdim belli aslında, kendime belli. Orda saklı duruyor, atsan atılmaz, satsan satılmaz. Artık geçecek demiyorum, bir bokun geçeceği yok. Umutluyum söylemleri, kendini avutmaktan başka birşey değil. Bıraktım ne hali varsa gördün...

Buyur dalağım hazır hayat, istediğini yap..

gereksiz adam/argo..

21 Mayıs 2009

VE-2

Neden sonra anladım, ruhum da kirlenmiş...

gereksiz yazar/mutsuz zamanlar

20 Mayıs 2009

VE

Hayatıma yeni bir sürüm yüklüyorum.. Harddiskimle çakışmazsa huzuru bekliyorum..

gereksiz yazar/sanal hayat...

19 Mayıs 2009

KARINCA VE MAYMUN ÇIKMAZI

Karınca' yı maymun zannettiren tekerleme icatçılarına sesleniyorum; beni de iki dakika insan zannettirebilir misiniz?

gereksiz yazar/bi zaman..

YALNIZ

Bütün insanlardan kaçma azmime rağmen, biliyor musun bazen kendimi çok yalnız hissediyorum.. Bir yere girip birkaç gün çıkmamak geliyor içimden..

Biliyor musun?

bilmiyorsun kalabalık...

Ve bugün 19 Mayıs, kutlu olsun..

gereksiz yazar/19.05.2009

17 Mayıs 2009

..ŞAŞKIN / BİLMEMKAÇ

Geceden kalma, sık boğaz eden yaşamsal sorunların, adı konulmamış ikili ilişkilerin yorduğu anlardan sonra, geri çekilip, sessizliğe bürünüp, düşüncelerden sıyrılıp, öyle şaşkın şaşkın sağa sola bakındığım, dalıp kaldığım, seslerle aydığım bir durumdayım şimdi.. Artık ne hepten dibe vurdurursun acımı ne de tavan yaptırırsın.. Varsın ya da yoksun önemsiz..

Ve gece bir sürü cinayet işledim, rastgele ve herhangi birşeyle, bir sürü insan öldürdüm.. Sıra sende...

Gece başlayan kavgadan galip ama yorgun sıyrıldım ya, şaşkınım. Biraz sesini kısar mısın öteki ben..İşe yaramıyor, boşa gidiyor konuşmaların....

gereksiz yazar/17.05.2009

AKIL OYUNLARIMA

Mümkün mü hepinizi öpsem üremek yerine, yok olup gitmeniz akıl oyunlarım..

Bi s.kt.rin gidin beynimi öpen düşünceler..

gereksiz yazar/17.05.2009

EUROVİSİON' SUZ YAZI..

Yok hayır Hadise' den bahsetmeyeceğim, sahnede ki hallerinden, şarkıyı söyleyemeyişinden, dans edemeyişinden, göbeğinden, yeşilli erkek dansçının adamı dövecekmiş gibi bakmalarından, hadise ve dansçılarının ilkokul müsameresinde dans edermiş hallerinden ve inanmayacaksınız ama Norveç' ten, birinciliği hak ettiğinden, şarkılarının güzel olduğundan da bahsetmeyeceğim, ve hatta Eurovision' dan, isveç' e üzüldüğümden, Patricia Kaas' ın o yarışmada ne işinin olduğundan, Juri faktörüyle şarkı kalitesinin yükseldiğinden, komşuların birbirinin oylamasının önüne geçmenin imkansız olduğundan, ama buna rağmen bugüne kadar genelin istediklerinin yarışı kazandığından, sunucumuzun kaybettiğimizi anladığında ''komşu komşuya oy veriyor'' yakınmalarından (Almanya ve Belçika gibi ülkeler neden her yıl Türkiye' ye en yüksek oylarını verir acaba, e bunuda sorgulamayacağım), müzik kazansın diyen sunucunun, ''gurbetçilerimize oylamada çok iş düşüyor.'' söylemlerinden, uzaydan oylamayı başlatan astronotlardan...

Neyse modern zamanların hastalığına yakalandım, depresyondayım.. O yüzden bunlardan bahsetmeyeceğim...

gereksiz yazar/17.05.2009

16 Mayıs 2009

DEPRESYON VE GÜNEŞ IŞIĞI

Dün Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli güneş ışığının depresyona birebir iyi geldiğini, öğleden sonra gözlere vuran güneş ışığının tedavide büyük rol oynadığını belirtti.. Bende burdan yola çıkarak, önce ki gün yüzüme gözüme vuran güneş ışığının, tedavimde ne derece payı oldugunu merak ettim..

düşündüm, düşündüm, düşündüm...

sonuç mu;

..:)

neyse siz deneyin, belki başka sonuçlar alırsınız, umarım..

gereksiz yazar/16.05.2009

RÜYADAN GERÇEĞE

Rüyamda seni gördüm, uyandığımda yine hayalet gibiydin..

gereksiz karmaşık zamanlar/16.05.2009

15 Mayıs 2009

MİM-OKUMA SERÜVENİNİZİN BAŞLANGICI

Tam işleyişini bilmemekle birlikte,Rüyayla arkadaşım beni mimlemiş, bende devam etmeye çalışacagım. Konu;

''Okuma serüveninizde, özellikle çocukluk ve ilk gençlik yıllarında sizi en çok etkileyen ve okuduğunuzda o dönemleri hatırlatan kitap ve yazar''

Çocukluğum hakkında hatırlayabildiğim çok konu yok ne yazık ki, hatırladıklarım da çok içimi açan konular değil. Yok hayır inmeyeceğim çocukluğuma, ama ilk gençlik dönemlerimde Hüseyin Rahmi Gürpınar' ın ''Ben Deli miyim?'' adlı kitabı, dönemin şartları içerisinde beni çokca etkilemiştir. Sonra ki zamanlarda, o dönemlerime olan özlemimi bastırmak adına tekrar okumaya teşebbüs etsemde, değişen hayat şartlarım ve bakış açım sayesinde sanırım, teşebbüsüm yarıda son bulmuştur.. Kitap ruh hali git gel olan bir insanın, delilik sayılabilecek davranısları ne denli mantıkla açıklayabileceğini gösteriyor, anlatıyor ya da çalışıyor. Beni ikna etmişti..

Sorarsanız vazgeçilmez kitabın hangisi, O.Veli Kanık '' bütün şiirleri'' derim ( blogun başında ki resim ve şirden anlaşılacağı üzere). Ara ara, sıkıldıkça açar okur huzur bulurum, düşünürüm, efkarlanırım..kısa cümlelerle herşeyi anlatabilmek gibi bir mahareti var kendisinin.. Keşke daha uzun yaşayabilseydi..

Ve en önemli nokta burasıymış; Bu mim' i, Kediye Kafa Atan Psikopat Fare, cesetizleri, kamikaze, bi dost

buyrun, sıra sizin..

14 Mayıs 2009

ÖZÜR DİLİYORUM SENDEN…

Sonra bir telefon çaldı hatırlıyor musun? O gün ben seni sevmiyordum işte, telde ki sesin sahibiydi aklımda ki.. toplumsal gerçeklere boyun eğmekten öteye geçemedim bi türlü.. o telefondu aslında sevindiğim. Sana sarılma sebebim, aldığım o haberdi.. Sonra sokağa çıkmıştık, ben sıkıca elini tutup, neşeli bir şarkı tutturmuştum.. Mutluydum, sana sarıldım hatta aşka dair cümleler kurdum.. Ve eve gittiğimizde keyifle birer kahve içmiştik, yanında sigara. Gelecekten, geçmişten, aşktan, aşkımızdan!!! konuştuk bolca. Sıkıca sarılıp yattık sonra, huzurluyduk ikimizde. Sen benle oldugun için, ben onun sesini duydugum için. Bir zaman uyumadık, öyle yattık az çok konuştuk.. ve uyudun sen, ben bedenini kullanıp, onu hayal ettim biraz daha, ona sarıldığımı düşündüm, işte o uyurken öptüğüm sen değildin, o sesti..

Bütün gidişlerinde üzüldüm, bıktım hayattan, çünkü giden sen değildin. Seni her yolcu edişimde onu gönderiyordum; onu, hayatımda hiç olmayanı. El sallıyordum ya otobüse, sen öyle camdan bana bakarken.. gitme diyordum bakışlarımla, kal.. oysa kalmasını istediğim sen değildin..

Ben hep mutluydum, ben hep sana aşığı oynuyordum, o sen değildin evet, ben oynuyordum.. Aslında seni hiç sevmedim biliyor musun? Ona olan sevgimdi sende vuku bulan. Evet kullandım seni, başka yolu yoktu zaten. İkiyüzlü de, sahtekar de, ne dersen de ama şunu bil; hep en büyük acıyı ben çektim, hep istenildiği gibi oldum…

Biliyor musun, hiç pişman değilim seni kullandığım için, ama yine de senden özür diliyorum…

gereksiz yazar/14.05.2009

12 Mayıs 2009

EUROVİSİON HADİSESİ

Sıkıldım artık ben bu şarkıdan
Beynim öpüldü,
Düm tek tek
Orda bi birinci olmada artık,
Sonra görürsün,
düm tek tek

Kafelerde oturamaz oldum
Durmadan çalıyor,
Düm tek tek
Hayata küstüm, kendime kızdım
Beynim dönüyor,
Düm tek tek..

Bıığğğkktım Bıığğğkktım
Bayılacaammm,
bitsin artık..

Sıkıldım artık ben bu şarkıdan
Beynim öpüldü,
Düm tek tek
Orda bi birinci olmada artık,
Sonra görürsün,
düm tek tek

düm tek tek
düm tek tek

E tabi birinci olsun, milli meseledir malum ama birincilik sonrası aynı şarkının elli versiyonunun bir kaç ay daha sağda solda çaldığını düşününce ürküyorum.. ama benim ürkmem değil öncelik, milli davamız bu.. daha kazanıp havaya ateşler edilecek, seçim otobüsüyle karşılanıp, omuzlarda taşınacak hadise, halkı selamlayacak... ohoooo..

gereksiz yazılar/12.05.2009

11 Mayıs 2009

MİM' Lİ KORO


Cıs tak cıs tak cıs tak cıs tak
Hadi hayata ritim katıyoruz..
Cıs tak cıs tak cıs tak cıs tak
Sende katıl letdown... ve bi dost.. dum tıs dum tıs dum tıs... gülmeee... dum tıs dum tıs, sende kamikaze ..dum tıs dum tıs ve esrik öfke esrik' e müzik.... ve evren dünyandan biraz uzaklaş, cıs tak cıs tak cıs tak, ve Sinirli Prenses biraz sakinleş, ve Kediye Kafa Atan Psikopat Fare bırak şu kedinin yakasını iki dakika dum tıs dum tıs dum tıs, ve ilham perisi hadi gruba ilham ver, ve beyaz mendil mendil sende, cıs tak cıs tak cıs tak ve Funda renginle renk kata, ve münzevî yürüyüşe ara ver katıl, ve Redirection to Life yargılamadan, akışına bırak, dum tıs dum tıs dum tıs ve y. bırak gölgenin peşini, umidim ümit bu katıl, Ruyayla bu sefer notaların ucunu bileyelim, demet bir delimiz eksik, güven uyandıran..:), ve cesetizleri yasakara inat, ve

katılmak isteyen herkes...

hadi arkadaşlar,

dum tıs dum tıs dum tıs, cıs tak cıs tak cıs tak.... hayatı hareketlendirme vaktidir..

gülmee bi dost..

gereksiz yazar/11.05.2009

10 Mayıs 2009

MAYISIN İKİNCİ HAFTASI PAZAR..

Bugün bütün yazılı ve görsel medya da bu gün kutlanacak. Birileri annesine mesajlar yazacak, ne bileyim çiçekler alacak, hediyeler verecek.

Ben hiç kutlamadım anneler gününü, anneme söylemedim böyle şeyler. Biz böyle yetişmedik, böyle günleri önemseyen ailelerden olmadık hiç. ama bir zaman sonra öğretilmeyen talepler gelmeye başladı; tepkisiz kaldım, kalıyorum. Başka olsaydı keşke bile demiyorum artık, bi standarta bağlanmış gidiyor bu gibi günler. Bazen acısını hissettiğim oluyor, bazı bozuk zamanlarımda başka hayatları özlüyorum, yok hayır özlemek değil tadını almadığın, bilmediğin bir şeyi özleyemezsin.. o zaman başka hayatlara özeniyorumdur en doğrusu, ama sonra geçiyor, burda, bu hayatta kalıyorum ( başka seçeneğim mi var)..

Ve kimseyi suçlamıyorum, annemin bana olan sevgisinden de şüphem yok. Tek eksiğimiz başka kültürlerle yetiştiğimizdir ve hatta ait olduğun kültürle yetiştirdiğin ben, geçmişle olan kavgamı artık ait olmadığım kültürde kalan çocukluğuma bağlıyor olabilirim.. Neyse, bu günü de kavga meydanına çevirmeyeyim içimde şimdi..

Ben hayırsız evlat değilim, hayırsızsam kendime olduğu kadar hayırsızım.. Yani kendimden bıktığım zamanlar çok, bu halde kime ne hayrım dokunsun..

Neyse bu yıl vesile olsun blog, hep içimden kutladığım bu günü şimdi buraya yazarak daha nesnelleştireyim; birlerinin okuduğunu varsayarak..

Anneler gününüz kutlu olsun anne ve tüm anneler..

gereksiz yazar/10.09.2009

HAYAT

Şu andan ibarettir zaman
Bir önce ki anın etkisi sürsede bir kaç an
Hiç matematiksel olmasa da
Bir çok anın toplamı eder bir an.

gereksiz yazar / çömez zamanlar...

9 Mayıs 2009

SOYUTA AŞK - 2 ( GENİŞ AÇI )

Kaynağı sen gibi gözükse de, mekansal memnuniyetsizliğimdendir sıkıntım. Öyledir çoğu zaman, bütün sıkıntılarını tek bir noktaya toplar ve sonra ona döker bütün acılı sözlerini. Şimdi sen varsın; soyutsun, bedensizsin ama bir yerde, bir şekilde varsın ve ben sana kusuyorum bütünümü.Ve aşksal söylemler dökülüyor sana, ve biriciksin, ve teksin diyor özden bağımsız dil. Aydığında, sıkıntılarını hafiflettiğinde kendini sorguluyor bünye. Doğrusunu arıyor, söylemlerini sorguluyor..

Aynı gitgelleri, anlamsız bir geçemeyiş dönemini yaşıyor bu beden şimdi, bozuk plak misali.

Yine ve, yanlış anlama.. soyutsun, bedensizsin ama özsün, cansın.. İyi ki varsın, anlamlısın..

Yine de, kendine yontum böbürlenme.

Aşk bu değil, aşk bundan öncede...

gereksiz yazar/09.05.2009

8 Mayıs 2009

SOYUTA AŞK-2

Kaynağı sen gibi gözükse de,
mekansal memnuniyetsizliğimdendir sıkıntım.

Kendine yontum böbürlenme.

Aşk bu değil, aşk bundan öncede...

gereksiz yazar/08.05.2009

7 Mayıs 2009

1 ALANA 0 BEDAVA

İndirim vaaarrr!!

Ruhumu alana ( 1 ), bedenim ( 0 ) bedava.

gerekiz yazar/07.05.2009

5 Mayıs 2009

....................HIDIRELLEZ....................


Bi lastik yakıp üzerinden atlasam yanmadan ya da bir kağıda çizsem huzurlu bir hayat resmi ve bir gül ağacının dibine gömsem, huzuru yakalar mıyım?

Öyle diyor kültürle olağanlaştırdığımız ananeler. Hıdrellezden bir gün önce güneş batmadan yapmalıyım bunları. Çünkü bu sefer daha çok umuda ihtiyacım var, belki de herkes kadar çok. Ama ateştin düştüğü yeri yaktığı kadar gerçek, bireysel sıkıntılarımızın ''en önemli'' olması.. Onun için önce ben diyorum, egoistliğimden değil yani....

Sezen' e inat bana ağlayabilirsin hıdırellez, ben bütün olgunluğumla karşılamaya hazırım seni.

Ve;

cümleler sizden özür diliyorum, hep aynı kelimelerle buluşturduğum için sizi..

gereksiz yazar/05.05.2009

4 Mayıs 2009

ZAMAN

Yaşadıkça anlıyor insan herşeyi. Geçmişte komedi saydığın söylemlerin nasıl acı verdiğini bir bir gösteriyor hayat. Zamanla oluyor herşey zamanla. Bir "öc alma" dürtüsü müdür, yoksa insanı "olgunlaştırma" çabası mıdır hayatın ettiği, anlamak zor. Sonra anlıyorsun zaten sorgulamamak gerekiyor, yargılamamak gerekiyor içinde bulunduğumu hiçbir şeyi..

Zamanla anlıyor insan, Orhan baba' nın isyan boyutunda ki aşkını, Müslüm Baba' nın insanları kendinden geçirişini. Herkesin bir dili var, kendini ifade şekli. Onaylamasamda, "imkansız" desemde artık anlıyorum kişileri, yaşadıklarını ifade şekillerini...

Bütün hataların sonradan anlıyor insan, anlamak için zaman gerekiyor.. ahh keşkeler, neden hayatımdasınız?

Sonra anlıyorsun zaten sorgulamamak gerekiyor.......

.....

...

çok mutsuzum, biliyor musunuz?

gereksiz yazar/04.05.2009

1 Mayıs 2009

TAMİRCİ ÇIRAĞI

gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar
ümit gönlümün ekmeği umar ha umar umar

elleri ak yumuk yumuk , ojeli tırnakları
nerelere gizlesin şu avucum nasırları

otomobili tamire geldi dün bizim tamirhaneye
görür görmez vurularak başladım ben sevmeye

ayağında uzun etek dalga dalga saçları
ustam seslendi uzaktan oğlum al takımları

bi romanda okumuştum buna benzer bir şeyi
cildi parlak kağıt kaplı, pahalı bir kitaptı

ne olmuş nasıl olmuşsa aşık olmuştu genç kız
yine böyle bir durumda tamirci çırapına

ustama dedim ki bugün giymeyim tulumları
arkası kuşlu aynamda taradım saçlarımı

gelecekti bugün geri arabayı almaya
o romandaki hayali belki gerçek yapmaya

durdu zaman durdu dünya girdi içeri kapıdan
öylece bakakaldım gözümü ayırmadan

arabanın kapısını açtım , açtım girsin içeri
kalktı hilal kaşları sordu kim bu serseri

çekti gitti arabayla egzozuna boğuldum
gözümde tomurcuk yaşlar ağır ağır doğruldum

ustam geldi sırtıma vurdu unut dedi romanları
işçisin sen işçi kal giy dedi tulumları

Cem Karaca

Güzel bir Cem Karaca şarkısıdır. En altta ''haftanın klip ve şarkısı'' bölümüne ekledim şarkıyı bugün nedense!!!! dinleyebilirsiniz.. Hem o bize birşeyler anlatır, belki ayarız hem de Cem Karaca' yı tekrardan anmış oluruz..