26 Nisan 2011

BIRAKTIĞIM GİBİYİM

Az kalmıştı, birazdan kusacaktım bütün pisliklerimi. Güneşe, bahara inat birazdan kusacaktım bütün pisliklerimi ve seni de katıp içine, huzuru bulacaktım sabaha.

Şimdi kafam bi dünya, şimdi kafamda bi dünya soru. Denk düşmeyen, ucunu başını örtemediğim karmaşalarımlayım.

Şimdi kafam bi dünya, bi dolu yeni sorular var; doğurgan, çözümsüz, kahrolası...

Kendimi bıraktığım gibiyim. Başka hayatlarda, korkularımın üstünü örtmek için biriktirdiğim toprak da yetmemiş. Tam bıraktığım gibiyim kendimi, aynı sorular ve türevleri, aynı cevapsız sorular.

Şimdi sokağa çıkıp avazım çıktığı kadar bağırasım var, şimdi avazım çıktığı kadar çare umasım var.

Tam bıraktığım gibiyim arkadaş, tam bıraktığım gibiyim kahrolası, tam bıraktığım gibiyim...


gereksiz adam

24 Nisan 2011

AŞK SATILDI

Aşk iki bacak arasına satıldı. Belki de satılan aşk değil, aşk maskesi takmış seksti.

gereksiz adam

2 Nisan 2011

AL GÖTÜR KORKULARIMI


Karanlık ve korkak bir mekan gibi girdiğim dünya. Bi çizgiden sonrası hep muamma, o çizgiden sonrası savaş. Biten, sonra yeniden başlayan, biten ve başlayan ama hiç yokluğu olmayan, somut bir yok etme mücadelesinden biraz daha korkulu. Karanlık, çok karanlık aklımın dehlizleri.

Ve sahtekar bir mutluluk sağ yanımda. Günün belli zamanlarında üstüme giydiğim; bol, toplumun akıllı, benim deli elbisem, benim sahtekar elbisem, ah benim zifir karanlık iç dünyamı örttüğüm gündüz elbisem.

Biraz mayhoş, tavşan otu kıvamında bütün zamanlar (ekşi otu muydu o?). Ben ekşiyi sevmem, ben ekşi kokulu zamanları sevmem, ben şimdilerde kimseyi sevmem, ben....

Okunup, üflenmiş hayatlar varmış, eskiden varmış da şimdi var oldular. Bütün hainliğiyle tepemde dolanıyor üfürükler. O kapıdan girdiğimde, bir fırtına olup kulağıma fısıldanıyor korkularım. Neden sonra, neden sonra, neden sonra değişti inançlarım...

Şimdi yaşlanıyorum sanki, şimdi yanımdan geçen sesler hapsediyor anlamlarına beni. Sonra korkularım çalıyor kapıyı. Yok yok, artık kapı yok, korkularım ve dostları her zaman bedenimdeler.

Çok kızıyorum zamana, belkide hayata. Çok küsüyorum hayat sana, çok küsüyorum çok. Hayat çok küsüyorum zamana.

Hadi gece yeli ya da gündüz fırtınası ya da her neyse, al götür korkularımı, hadi yeni bir hayat bahşet bana....


gereksiz adam