10 Ekim 2016

ALIŞKANLIKLAR

Hala hangi priz, hangi balkonun lambasını yakıyor çözemediysem,
penceremdeki karadeniz her defasında yabancı geliyorsa,
 koridorlar dar...
ve her sabah aynı duvara çarpıyorsam uyanırkan
...
ah bu bedbaht alışkanlıklar.

cem ben

9 Ekim 2016

GÜNAH

"Katli vacip" daha çok iki kelime, daha az anlam
 Çok pratik çözümler üretilebilirdi oysa;
yağmurdan ve darağacından evvel,
yani yaşarken ölenler...

ve gidenlerin ardından,
Allah' a yakarırken yakın komşular
kalanlar hep sessiz,
cevapsız kaldı sorular...

cem ben

6 Ekim 2016

SEN GİDİNCE

Sen gidince gün gidiyor zamansız
Tekerleklerini kaybediyor bütün sivil arabalar
Bir disiplin yükseliyor şehrin semalarında
Rengini unutuyor bütün kalabalıklar

Bütün zapturaptlar sensizliği gösteriyor
Gece uykuları biraz daha lacivert
Bu tekdüze hayatlar ne garip
Şehrin kalabalığına nispet ediyor.

Sen gidince gün gidiyor zamansız
ve bütün onurunu kaybediyor yalnızlıklar.

cem ben

4 Ekim 2016

AH MUHSİN ÜNLÜ

Şair adı Muhsin, tenhada bırakmış kelimelerini,
sirenler çalmadan biraz evvel buldum; 
arka sokakta...
ay ışığında çıkartıp kalabalık gömleğimi
üzerime giydim en yaraşanlarını.

''şehri ispatlamaktan geliyorum heykeller hala bitmiş 
bak ben sana ay aldım al ay aldım bak ben sana 
hem fischer de sebt günü çekilmişti galiba 
bir defterime kuzu tartışmasız çiziyorum da!''

cem ben

*tırnak içindeki kıta Ah Muhsin Ünlü' nün, ''Ah!'' şiirinden alıntıdır.






2 Ekim 2016

İRONİ

Seyri hüzün pencerede, sonrası derya
Pek âlâ, mumları söndürüp karanlıkta kalabiliriz
Karşı mahallede bir sessizlik;
-aman ha-
susarsak, belki bir ''imdat'' duyabiliriz.

Mis gibi sahtekârlık, ne hoş...
yanı başımızda hiç uğruna cenazeler
tam da coşkunun orta yerinde
bu ağıtlar, hiç çekilesi değil.

seyri hüzün pencerede, örtünüz perdeleri
Bir Balkan ezgisiyle bütün ağıtları bastırabiliriz
İnsanlık! uğruna gizleyin cenazeleri
böylece müreffeh! zamanlar sürebiliriz

cem ben