22 Şubat 2013

BU KADAR

"Bak bu şehrin yollarına gül dökeriiiimmmmm"   kadar, hatta "bu şehrin..." kadar ve hatta o kadar çok ki kafamdaki sığlığı hayallerimin. Daha ötesi... pardon, ucuz ve pespaye ve parya ve pejmürde ya da bildiğim bütün entelektüel ve dağınık ve perişan anlamını yükleyebileceğim kelimeler kadar...

Neresinden tutsam mahalle ağzına dönüyor karalamalarım, öyle ucuzlaşıyorum ve öyle beş paraya satılamayacak kadar kaybediyorum ki vücudumu, aklımı, bakışlarımı, sana olan aşkımı... Çok ucuza gitti, bilmem kaç yıldır, tenhada biriktirdiklerim; kendi adıma, arkadaşlık adına, aşk adına.

Bak, bir de haymatlos bi adamın ezikliği var gövdemde. Oysa mavi, oysa adımın ve soyadımın olduğu, oysa bu ülkenin bana verdiği, en gururlu en saf, en olağan hakkım elimdeyken, vatandaşken, çimlere basmayan bir vatandaşken ve yerlere çöp atmayan, sigarayı bırakan, alkolü antidepresan kullandığı için içemeyen vs.

Ve;

çok acayip rüyaları olan, kirpilerin saldırısında kaybeden olan, uçurumları olan, aynı uçurumlarda düşen ama yuvarlanamayan, evriminde kaybolan, sığ, yalnız, boş, kof, akılsız, saçma sapan ve delilik civarında, dehanın kardeşi olmayan delilik, sanki doğuştan.... ben...


cem ben, bu kadar