4 Nisan 2010

DENGE


Açlık sınırının, işsiz sayısının, asgari ücretin ortada olduğu bir ülkede, ünlülerin tıka basa dolu elbise odalarının, bi dolu ayakkabısının bulunduğu ayakkabı odalarının, şık koltuklarının kameraya çekilip, en çok izlenen tv' lerde magazin programı diye verilmesi, biiplenen küfürlerden, sansürlenen sigaradan, erotik ve hatta porno filmlerinden daha çok ülke ahlakına zarar verdiğinin farkında değil misiniz sayın yöneticiler?

Sonra hırsızlık, gasp, kaptı-kaçtı terörü v.s. artınca ''neden böyle oluyor ülke insanı?'' diye sorulan sorular yersiz kaçmıyor mu?

Sosyal adaleti birileri sağlayamazsa, adaletsizliğe dahil olduğunu düşünen bireyler, bireysel adaleti -iradeleri dışında- sağlamak için yapmaz mı bunları sizce de?

Çok üzülüyorum sürekli yediğinin içtiğinin hesabını yaparak yaşayan ile öte-beri, fuzuli, gereksiz harcamaları düşünmeden-sorgulamadan yapan insanlarla aynı ülkede yaşıyor olmaktan...

pardon ya, tv renkli bir şey değil mi ve o renkli ''şey'' de bizlere şık gözükmek için uğraşıyor ''şey'' in kahramanları. Aynı kıyafeti ikinci kez giyerseler ve biz fark edersek yolda taşlayabilir, ''tüüü bi kıyafeti iki kere giyindi, yazıklar olsun buna'' deyip, kendilerini alaşağı edebiliriz değil mi?

yazık, çok yazık.. renkten gözleri kamaşmış, etrafı göremeyen bir avuç insan belirliyor her şeyi ve farkında mısınız biz onların kuklalarıyız.. Oysa onlar diğer dizide ki oyuncuyla rekabet halindeler...

dostoyevsk mi?

suç ve ceza mı?

yok yahu tamamen saçmalık orada yaşananlar. Sosyal adaleti sağlamak bizim haddimize değil!


gereksiz adam