20 Temmuz 2009

YAŞLI VE ÜRKEKTİ

Yaşlı ve ürkekti. Uzun beyaz saçı, sakalı, şapkası, eski elbisesi ve sakinliğiyle orda çimenlerin üzerindeydi. Dünyanın bütün sıradanlığından kurtulmuş, yeşilliğin üzerinde kurduğu anlık hayatında sanki mutluydu. Ayranını yavaşça açtı, çöpünü olduğu yere attı, poşetinden çıkarttığı ekmeğini gazetesinden çıkartıp önce baktı, sonra ağzına götürdü yavaş ve titrek elleriyle, ısırdı, biraz çiğnedi ve yuttu. Yolun tam kenarındaydı, öylece dalmıştı, düşünceliydi ama sanki mutluydu. Karşısına baktı ama insanları, araçları görmüyordu, kendi dünyasındaydı. Sonra ekmeğinden bir kez daha ısırdı, öyle kaldı, olduğu yere daldı, hafif tebessüm etti ve kaldığı yerden devam etti.

Dalgındı, şaşkındı, ürkekti, perişan gözüküyordu ama sanki mutluydu.Oysa onu izleyen ben, sarhoş, çaresiz ve korkaktım.

Keşke sorabilseydim o an,

Acaba hangimiz daha mutlu?

gereksiz adam