14 Eylül 2009

YAVAŞ SAÇMALA

Blogger sorunları, internet bağlantı oyunları, eş dost kalabalık karmaşası, kurulması muhtemel site kararsızlıkları, gecesi, gündüzü, uykusuz sabahları, kahvesi, çayı, sigarası..

Ekranımdaki kanatlı şey, kahvesi kurumus fincanım, msn bilibip sesi...

molaaaa....

Tel biraz sus istersen ki aslın telefon biliyorum.. Alexander Graham Bell görse seni apışıp kalır.. sahi uzayda hayat var mı?

Ben çıkıp bakayım diyorum.. Türkiye ne zaman uzayın herhangi bir noktasında hayat belirtilerini resimler acaba. Belki Emerika' nın, kekleyerek kendini ululaştırma ve dünyaya aba altından sopa gösterme fantazyasına ket vururduk.. Ben yaparım, çok yapıcıyım..

Yüzüm yanıyor, hasta mı olacağım kimbilir. Soğuk enseme ensem vurdu tokatı bugün.. Harbi Tokat neyiyle meşhurdu? yapmaaa o konuda Osmanlı (teknik bir konu,, lütfen oku) meşhurmuş, öyle diyenlerin yalancısıyım.

Bloga giriş çıkış sorunları varmış. Bana serbest bölge ya, ondan sorunsuzum. Bi dost' un altını çizdiği ''blogsuz hayatı yaşayabilme'' hayalini yaşama şansı tanıdı birileri. Bi dost link verecektim yazına lakin giremedim, kusura bakma.. bir saniye oluyor galiba; Link ..

yarın salı değil mi? daha bayrama ve tatiline 4 gün var, paso uyumak istiyorum, mümkün mü?

Geyiğe dalasım var adam akıllı ama klavyede beni yazarken görsen, kafama dayanan silahı ararsın da bulamazsın. Bireysel silahlanmaya hayır bu arada. O zaman burdan şu sonuç çıkar mı; toplaşım gruplar halinde silahlansın alem. İsteyen çıkartır vallahi, neden çıkmasın?

Üzerimde bir miskinliiiikkk, hım hım hım hım, pöfffff.. Böyle miskin miskin yazasım var, edebi takıntılardan sıyrıldım, mutlu musun ey kalbim.. Yahu senin edebi takıntın varmıydı? Neden olmasın, havalı bir görüntü sergilemem lazım. Sanal alem bana hasta olmalı, ben burnumu kıvırmalıyım. Olmaz mı? olur olur, yersen olur..

Dedimki, beni takip eden herkese dedim ki, tanıdığım tanımadığım herkese dedim ki, ''dua edin çekip gideyim burdan, daimi huzuru yakalayayım.'' olmadı işte, sizin dualarınızda kabul değilmiş... ben bunu dediğim zmanlar kafa geçenler oldu bu talebimle, adama demezler mi '' dana, ne haldeyim biliyor musunda, kişisel zaafiyetlerimle dalga geçiyordun'' derler ama bak ben demiyorum, çünkü İstanbul beyefendisi bir adamım..

Mümkünse bir gün toplaşıp demokratik açılımı tartışalım, açılalım kapanalım. eksik kalmayalım tartışalım. Akabinde ota boka sararız, gündemi yerle yeksan ederiz. Bi entellektüel havamız, gündemi takip eden yanımız olmalı ve bunu göstermeliyiz eşe dosta..

Ramazan geçse diyorum, bi gece alemine aksam, reyna görünümlü layla ya dalsam. pöffff, orda da cakalı, fiyakalı olmak lazım. girişte almıyorlarmışş.. Bu benim bitişim olur, reddedilmek!! ne haziiinnnn...

Ben gülleri çok severim bu arada, bi gül bahçesi mevzusuna daldım birkaç yıl evvel ama artık onu da bıraktım. Güller ve dudaklar şimdi, ne kadar acı ve gizlii... Gül renklerinin anlamlarını bilmem ama, hepsi yeterince manalı gelirler bana. Ben anlam yüklerim onlara kimse karışmaya..
(ve kitleler saldırır, ''güllerin anlamlarını değiştiremezsin'', saldırın.. alemin bi derdi bu kalmıştı)

Daha çok yazasım var, kesintisiz saçmalayasım var.. biri bana ''dur'' demese de duruyorum..

durdum, dururum bilirsin..


gereksiz adam