Güneş ışığından bağımsız bi ışık dolaşıp durur göğsünde. Görsen, zamanda yolculuk yaptıran bi lazer ışığına maruz kalmış gibi titriyor gövdesi. Sol eli kalbinde, sağ eli onun kalbinde, astral bi yakarış gönderiyor yüreğine. Uyku dışı ağlamaklı, hatta rüyasında gördüklerinden bi korkup, bi üzülüp, bi ağlayıp, bi gülüp...
şerefi eksik ...
Martılar rüyasından fırlayıp, yatak odasını doldurmuş bu sabah. Ruhunu yaralayanlarla uyanmış da bi huzur varmış gözlerinde, sorma. 12 metrekarelik odada bile resmedemeyip kanatlarını, umudunu kapı arkasına saklayıp aralamış güneşe gözlerini.
Şehrin arka sokağından yükselmiş yağmur... Bakışlarını gökyüzüne çevirip, ödünç almış yağmuru gözlerine.
cem ben, kararsız...