Böyle arabesk bünyeye alakasız kanallardan yüklenerek-müzikal anlamda- kendime, aslıma ihanet ettiğimi düşündüm ve daldım ruhumun gıdasını almaya az biraz önce. Hem insan ne kadar kaçabilirdi ki yetiştiği kültürün ''taşra'' duygularından. Sağı solu yalın bir dille anlatılmış aşklarla dolu değil miydi?
Bak işte adam bas bas bağırıyor ''gitti de gitti, sevdiğim gitti'' diye. Altı çizilmemiş ''seviyeli birlikteliğin'' ya da ''arkadaş kalmaya karar verdik'' lerin. Gitti ve bittim diyor en saf, en acılı, en arabesk haliyle... Çoğumuz böyleyiz az çok, çoğumuz taşra aşklardan geçtik o saf gençlik dönemlerinde ve hepimiz avaz avaz ağlaştık v.s.
Dönüp dolaşıp aslını bulmak böyle bir şey mi şimdilik anlamış değilim ve bünyem daha ne kadar kaldırır bu durumu bilmiyorum ama bu akşam böyleyim.
Yukarıda ki videodan da anlaşılacağı üzere olaya Orhan baba ile başladım. Ne de olsa en yalın ve entelektüel arabeskin sahibidir kendileri.
(Birde evlilik bana göre değil be hocam)
cem