30 Haziran 2009

ASIL YÜZLEŞME

Önceki gün kendimi seyrettim uzun uzun. Belkide bir tedavi yöntemi bu.. uzun zamandır küstüğüm kendimle SANIRIM barıştım.

(Bazı insanlar öyle kıymetlidir ki, kıymetini yüzüne anlatacak kelime bulamazsın. Teşekkürler letdown, teşekkürler kıymetlim...)

gereksiz adam/.....

27 Haziran 2009

SANAL DÜNYA, HERŞEY BOMBOŞ

Sanal başka bir dünya hocam. Kendine bile yabancılaşıyorsun sonra. Belki de kendinin farkına varıyorsun da, aslına nefretini dizginlemek için sanala atıyorsun suçu. Bir çizgi yok çünkü, bi ahlaki değer yok. Klavyenin ucunda ki herhangi birisin, bir başkasına göre. Sonra başlıyor işte ''nerde o eski aşklar'', ''akrabalık bağlarına ne oldu'' söylemleri. Evet, ne olduysa bizden oldu. Hepimiz yaptık bunu, elbirliğiyle. Bugün teknolojiyi herşeyiyle eskiye çevirsek değişecek mi birşeyler, hayır.

Kendimi ötekileştirmiyorum bu konuda ve itiraf ediyorum, ben dünyada olması gereken değerleri yok edenlerin başında geliyorum. Bazen şaşırsamda, kendimi tanıdıkça ya da kendimi harcadıkça, geçmişte duyduğum insanı rahatsızlıkları artık duymuyorum. Yani yok oluyorum, yok oluyoruz. Önüne geçmek zor artık, gardımı bıraktım, buyur içimdeki çıkmaz harca beni..

( ama korkuyorum, harcanacağını bildiklerimi düşününce çok korkuyorum. )

gereksiz adam/27.06.2009


25 Haziran 2009

PÖFFF....

Sigara depresyona sebep oluyormuş. Kusura bakma, ben bütün suçu sana ve hayata atıyordum. Kahrolası sigara, nasılda yanılttı beni... :)

Bu arada; zaman basıp kanayan yarana, unutursun unutursun (sezen aksu)

gereksiz adam/bilimsel saçmalamalar

YÜZLEŞME GİRİŞİMİ

Aslında hiç karmaşık bir adam değilim. Olabildiğince sakin yaşıyorum hayatı ve hatta gereğinden fazla tepkisizim. Bütün bu gerçek hayatta ki sakinliğim, içimde biriken ''keşke'' lerim kelimelerde can buluyor. Klavyenin arkasına sığındığımda söylenebilir. Kendimle yüzleşme alanım burası belkide, belkide hala saklıyorum aslımı. Bakmayın yazdıklarıma, bakıyorsanız şayet. Aslında hiç karmaşık bir adam değilim, olabildiğince sakin yaşıyorum hayatı.

Belkide hala ve hala kendimi tanımıyorum. İki satır önce ki bile ben değilim, kim bilir!!

gereksiz adam/yüzleşme girişimi

22 Haziran 2009

MİM(BEN SENİN SAÇMALAYABİLME İHTİMALİNİ SEVDİM)

Böyle bir boşluğun ortasında, hafif yalpalayarak yerçekimine inat, sana geliyorum. alt yazıya bak, baktın mı, gördün değil mi ''sana'' bir soyut aslında. Soyut işte, elle tutulmayan, gözle görülmeyen. Sizin ya da senin karşında ki ben gibi de değil aslında, daha soyut, daha da soyut...

Lütfen görmiyeyim seni, bi yerlerde karşıma çıkma..... çen çen çen..... Sonra gün aydınlanmaya başladı, hiç geceden kalma değilim, boşuna debelenme. Benim tazecik, her daim diri depresif hayallerim var. öyle geceden kalana muhtaç değilim çok şükür. Pöfff, bi boğucu ruh haliyle yetinecek adam mıyım ben?

küfürrr..

sahanda yumurta, pardon tavada yumurta en cafcaflısı hangisi ola ki. Yumurta işte. Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıktı diye sormayacağım, hayır hayır o kadar kötü olmayacağım şimdi. sahi bilim adamları çözmüştü hangisi hangisinden çıkmştı? bala bala bala yok lıbala lıbala lıbala daha umarsız olur sanırım. zeytin peynir zaten mevcut... pantolon, gömlek (kravatlar çıkartılacaaaaaakkk, çıkart.. hey densiz sana diyorum çıkartsana).. çanta, pıs pıs, mis mis... yok dişler ortada kaldı....

Veeee;

buyrun nasıl yardımcı olabilirim?
şunu alabilir miyim?
bana kalsa vermem ama işim bu, mecbur.. al sana şu ( şak şak.:)).. bir daha gelme, paso yatasım var..

böfff (sıkıntının yumuşamış haliyle) in-ye-çık.. kahve sigara, yan yana pek süslü bunlarda, bi ondan bi ondan..

Veeeee;

buyrun nasıl yardımcı olabilirim?
bana ancak Allah yardımzı olur.
sevindim, en azından ben yorulmayacağım.

kalemi kaldır çantaya, bilgilerin sayıldıgıda yeter, kapat kapat.. kaçmalıyım, daha bir sürü depresif söylemler beni bekliyor...

bi dost , İDEA , Evren , beyaz mendil , kamikaze sınırı neydi bu mim' in, sayı olarak... neyse yazdım gitti.. buyrun sizde saçmalayın..

21 Haziran 2009

AFFİLİ KÜFÜRLER

Şimdi sana en affilisinden küfürler gönderesim var. Kırmızı kurdelayla bağlanmış, o parlak jelatin kağıtlarla kaplanmış şık paketiyle. Made in china misali, cicili bicili görselliğin altında saklı bütün adiliğiyle saldırasım var sağa sola. Sen biri ya da bir şey değilsin, kendi içimde yarattığım ne idüğü belirsiz, şekilsiz, şemalsiz bir şeysin. Pardon ya bir şeymişsin aydım...

Kimse üstüne alınmasın, hele sen hiç alınma. Kendine pay biçip, farklı yerlere yorma. Sıradan depresyonumun dışa vurumudur. Yoksa biliyorum ki kimse benden değerli değil bu hayatta. Ama şimdi şuan, sana o paketi gönderesim var. Sen soyutsun unutma.


gereksiz adam/soyuta küfürler..

BUGÜN BABALAR GÜNÜYMÜŞ..

Öyleymiş, kutlu olsun..

(hiç samimi değilim yine)

gereksiz adam/kaybolan maskesini bulduktan sonraki zamanlar.

20 Haziran 2009

Yürüyorum Düş Bahçelerinde ... ....Nesli Tükenmiş Canlıların Hayaliyle..


Sezen Aksu' nun son albümü, yürüyorum düş bahçelerinde. Bu ara ben Sezen' le düş bahçelerinde yürüyorum, en çokta ''pardon'' ve ''uslanmadım'' civarlarında..katılmak isteyenler katılabilir.

gereksiz adam/kişisel zevkler..



Sonra bu kuşu düşünüyorum, bir yüzyıldan fazla süredir görünmeyen ve nesli tükendiği varsayılan bu bıldırcın türü(buttonquail) artık filipinli bir ailenin midesinde. 20 cent karşılıgı avcısından alınıp, yenmiş.. afiyet olsun, umarım bir ara birbirinizide yemezsiniz..

gereksiz adam/ne dese boş..

18 Haziran 2009

YOKLUKLA AŞK

Rüyamda, elele tutuşmuş, özüne gidiyorduk yokluk. Çalar saat olmasaydı şimdi yoktum, bu kelimelerde yoktu.

gereksiz adam/...

16 Haziran 2009

KAYIP İLANI.

Çok zamandır taktığım maskemi düşürdüm. Bulanların insaniyet namına haberdar etmesini rica ediyorum.

gereksiz yazar/muamma..

14 Haziran 2009

ARTIK KİRLENMİŞTİ..

Usulca aynaya yanaştı; boynu bükük, korkak, bezgin bir haldeydi. Yavaşça kaldırdı kafasını, uzun uzun yüzüne baktı, göz kenarlarında ki-alnında ki çizgileri ve hafif çökmüş yanaklarını izledi. aynada ki yüzünde elini gezdirdi, saçları karışık, bakışları donuktu. Hayatın ağırlıgı sadece yüzüne yansımıştı, duyguları azalmıştı..

Birden kapıya koştu, merdivenlerden üçer beşer indi ve sokağa attı kendini. Son gücüyle koşmaya başladı, karanlıkta şuurunu kaybetmişçesine koştu ..Yakalamalıydı geçmişi. Bütün masumiyetini, manalı bakışlarını, ve kirlenmemiş duygularını orda bırakmıştı, koşmalıydı yakalayıp geri almalıydı onu özel yapan tüm duygularını.. Karanlık caddeleri seçti en çok, kalabalık olmayan sokakları. Koştu, sigaranın cigerinde açtığı tahribatı yok sayarak, koştu.. Sonra yoruldu, karanlıgın sessizliğini bölen derenin kenarında diz çöktü, sık nefes alışları sakinleşmeden, başını yere kapatıp ağlamaya başladı. Geçmişin bir anını bile yakalayamamıştı, ağladı ağladı..

Artık kirlenmişti, bütün saf duygular orda kalmıştı; yetişmesi, yakalaması, geri alması imkansız olan o yerde..

gereksiz adam/14.06.2009

......

Aşk bittiyse haber ver, eşyalarımı toplayacağım...

gereksiz adam/....

12 Haziran 2009

FOTOĞRAFIN DİLİ..


Virane gibi durduğuma bakmayın, o ağaçlara en çok ben yaraşırım. Şimdiki zamanların cafcaflı mimarisine kanmayın, o ağaçlara en çok ben yaraşırım..

gereksiz adam/fotoğraflar..

10 Haziran 2009

SENE KAÇTI?

Sene kaçtı?

Ne çok zaman geçmiş değil mi, sebepsiz sana sırtımı döndüğüm zamandan bu yana. O gün hiç tanışmamışız gibi geçtim yanından, hiç elini tutmamış, hiç öpmemiş.. Yüzüne bile bakmadım hatırlıyor musun? İki yabancı gibi, filmlerde ki gibi, öyle ayrı yönlerde başımız önümüzde yürüdük..Hangimiz daha rahattık kimbilir, hiç öğrenemedim; sana göre ben belki, bana göre sen...

Anlatmayı çok zaman istedim; arkamı dönüp, gidişini uzun uzun seyrettiğimi, giderken birçoğumuda beraberinde götürdüğünü. Sonra anlatmak istediğim çok şey oldu hayatımda, ortak olmak istediğim çok acıların, ama o son günden sonra bir daha hiç olmadın...

Kardeşinmiş öğrendim o kazada hayatını kaybeden, o gün yanında olup sana sarılmayı çok istedim, bende teselli bulmanı, sarılıp ağlamanı, ağlaşmamızı.. insanız biliyorsun, gurur denen bu illet düşmüyor yakamızdan.. Yanlış anlama bizi bitiren gurur değildi, o sonradan girdi hayatıma, senden sonra.. bizi bitireni sen biliyorsun, biliyorsun değil mi?

Sonra çocukların oldu, dedim ya film gibi.. aile büyüklerini ziyarete geldiğin zamanlar buraya, seslerini duyuyorum onların, seni çağırışlarını.. Eskisi kadar olmasa da, bazen gözlerine bakmayı çok istiyorum inan, bazen seni çok özlüyorum, bazen bizim yıkık dökük odamıza gidip geçmişi anmayı.. Bu arada biliyorsundur o oda yok artık, içindekilerle beraber yıkıldı gitti...

Geçen gün karşılaştık ya, sabahın bi körü. Ne kadar değişmişsin, fiziğin değil değişen, bakışın.. Ben fiziğinden geçeli çok zaman oldu zaten.. Ben bakışlarını çok özledim biliyor musun, seninle aynı hayatı paylaşmayı.

O günden sonra anlatamadım sana hiçbir şeyi. yazdıgıma bakma, biliyorum okumayacaksın ama okursan ve bir daha karşıma çıkarsan bana eskisi gibi bak bir kere ne olur..

gereksiz adam/09.06.2009

9 Haziran 2009

İNTERNET EXPLORER

Bir zamandır bloga girişte ve daha sonrası yenilenen şablon görüntüsünde İnternet Explorer da sorun çıkıyor.. Bana mı gıcık, kendi gıcıklığımı anlamadım. Aslında o gördüğünüz ( birçok kişinin gördüğü ) benim blogum değil...:)

nasıl çözeceğimi bilir kişilere sormaktayım hala, olursa görürsünüz zaten -sanki çok umrunda alemin, bu kadar dert tasa arasında benim blogumu düşünecek değiller ya- çözemezsek az sonra orjinal halinin fotosunu vereceğim, bloga girince onu hayal edersiniz...:)

aslı şudur;



gereksiz adam/ harbiden gereksiz...

7 Haziran 2009

YA SONRA

Şimdi uzaklaşmaya başladığım kendime, seni de katıyorum istemeden. Sesin yabancılaştı, sonra bakışın ve dokunuşun yabancılaşacak. Geçmişte yaşanan herşey, acıyla ya da sevinçle hatırlanacak bir anı olarak kalacak sende, ya ben! Ben çok zaman orda, güzel saydığım karmaşık günlerde kalacağım. Bugün, hep olduğu gibi, yaşanmadan, yitik olarak geçecek zamana..

Sonra yine hayata küfredeceğim, yine sesini özleyeceğim, yine seni sevdiğimi kendime bile söylemeyeceğim.

Ben yorulacağım,

ben kırılacağım,

ben orda takılıp kalacağım...

gereksiz adam/07.06.2009

DEĞİŞİM

Alışkanlıklardan vazgeçmek zordur kendi adıma, bu yüzden takılıp kalmışlığım geçmişe. Neyse bir cesaret blogun şablonunu yeniledim, umarım bu haliyle daha takibe değer olur, olmuştur..

gereksiz adam/değişim

5 Haziran 2009

BİR YANIM, EKSİĞİM..

Bu sabah bir yanım eksik uyandım, yorgundum. Olması gerektiği gibiydi her şey. Elimi-yüzümü yıkadım, kahvaltımı yaptım, üzerimi giyinip yollara düştüm.... Hep bir şey eksikti, hep bir şeyi unutmuş gibiydim.. Onca kalabalık yok gibiydi, aklım boştu, boşluktaydı, düşüncesini arıyordu.....

Dalgındım, üç boyutlu resim görmeye çalışırken yaşadığım karmaşayla bakıyordum etrafa. Başka, olmayan bir noktaya kilitlenip, bakıyormuş gibi yapıyordum. Her şey bulanıklaşıp yok oluyordu baktıkça, ama eksiğim belirginleşip netleşmiyordu..

Affili cümleler kurdum kendime, çok anlatmak istedim; bu sabah bir yanım eksik uyandım, yorgunum... Kimin umrunda...

Şimdi yağmur yağıyor ve -klasik söylemle- radyoda Sezen çalıyor. Ben susuyorum, içime kusarak susuyorum. Uzaktan bakınca ne kadar olağan duruyor bu efkar hali, içinde olunca çekilmiyor, acıyor, acıyor.....

Herşeyi tamamlayabilirim sanki, bütün yok saydıklarımı yerine koyabilirim ama geceden kalma eksiğimi, zaman içinde yok olan varlığımı, hayatımda ki yerini, beni yani seni tamamlayamam, tamamlayamadım.

Eksiğim, imkansızım, bir yanım; özledim, çok özledim...

gereksiz adam/02.06.2009

1 Haziran 2009

BİLİYOR MUSUN?



(Görme Engelli Arkadaşlar İçin Hazırlanmıştır.)

seslendiren:gürhan gök
yazan: gereksiz adam

GEREKSİZ ADAM' DAN MESAJ VAR

Sen benimsin blog. İster ruh halimi yansıtan kelimelerle kirletirim seni, istersem bir başına bırakıp süründürürüm. Toplum önünde kavga etmek yersiz.

İtaatkar olacaksın, o kadar ( gereksiz adamca )..

Bu arada, çok zamandır bana batan "gereksiz yazar" da ki "yazar" kısmını "adam" yaparak huzura erdim. Şimdi gerçek yazar saydıklarım, yattıkları yerde daha huzurludurlar. Herkes haddini bilecek değil mi?

gereksiz adam/mesaj