Sanal başka bir dünya hocam. Kendine bile yabancılaşıyorsun sonra. Belki de kendinin farkına varıyorsun da, aslına nefretini dizginlemek için sanala atıyorsun suçu. Bir çizgi yok çünkü, bi ahlaki değer yok. Klavyenin ucunda ki herhangi birisin, bir başkasına göre. Sonra başlıyor işte ''nerde o eski aşklar'', ''akrabalık bağlarına ne oldu'' söylemleri. Evet, ne olduysa bizden oldu. Hepimiz yaptık bunu, elbirliğiyle. Bugün teknolojiyi herşeyiyle eskiye çevirsek değişecek mi birşeyler, hayır.
Kendimi ötekileştirmiyorum bu konuda ve itiraf ediyorum, ben dünyada olması gereken değerleri yok edenlerin başında geliyorum. Bazen şaşırsamda, kendimi tanıdıkça ya da kendimi harcadıkça, geçmişte duyduğum insanı rahatsızlıkları artık duymuyorum. Yani yok oluyorum, yok oluyoruz. Önüne geçmek zor artık, gardımı bıraktım, buyur içimdeki çıkmaz harca beni..
( ama korkuyorum, harcanacağını bildiklerimi düşününce çok korkuyorum. )