27 Ağustos 2011

KIÇINI DEVİRİP KENDİNE BAKAN ADAM

Sadece bir oyun, başrolda aşkmış gerisi hikaye. 
Yok yok, aşk kalan bir çok duygunun saklandığı bir kavram,
Belini sevdim, dilini sevdim, bedenini sevdim; bütün hepsi aşk(mış) işte.

Bir iyi dilek mesajı yolladım güvercinle,
Kanadını sevdim, gagasını sevdim, gözünü dibini sevdim
gökyüzüne saldım bütün aşka saklanmış duygularımla işte.

Yeni hayatlar yazdım bu gece. Sonra ''yeni'' ile başladığım her haltı elime yüzüme bulaştırdığım geldi aklıma. Çizdiğim onca karikatür içinde, uyduramadım kendime uygun bi karakter yine. Sabahın bilmem kaçı, kafamı kaldırsam ya da sağa baksam hafif sağa bilirim de, güzel yazayım derken gerçeklerimden kopmamam lazım yine.

Sanat soyutmuş, sonra sanatçılar soyunmuş, yatak odası fantazilerinde sanatı bulmuşlar yine. Üstelik ben bi kahramanım, hayalimde yorgan altı kelimelerimi seriyorum bütün cesaretimle gözler önüne. Öyle ki, okuyanlar bile fark edemiyor üzerindeki yorganı çoğu kere. Öyle boğulmuş, öyle içinden çıkılmaz hal almış kelimeler işte. Velhasıl anlatıcıdan kaynaklı, üstü örtülü, okuyucuyu da aynı sahtekarlığa sevkeden bir adam duruyor karşınızda yine...

Yakında, pek yakında yepisyeni bir ''yeni'' ile başlayacağım güne. Kıçımı devirip, günü nasıl batırdığımı seyredesim var da, gün de gece de batmayacak gibi bu sefer işte...

Hadi geç oldu, şimdi yatıp sıradan vızıldamalarla uyanma vaktidir. Ama unutma, ben bi kahramanım kendi hikayemde yine...


acıdan geçtim güzelleştim