27 Ocak 2011

YARIM SAYFA

" Hayatımda hiçbir şey yok" diye başladı cevaba. Devamında ne yazsa, durumun vahametini ilk cümle kadar etkili anlatamayacaktı. Olanın farkına varamama ihtimalini hep cebinde saklayarak sayıkladı; Hayatımda hiçbir şey yok...

Bu karmaşayla başladı eski dostla muhabbete. Uzun uzun dinledi. uzun uzun hayatta yol alan dostunun duyduğu hazzı görerek dinledi; Evliliğini, eşini, çocuklarını, sürekli terfi ettiği işini en süslü kelimelerle anlatıyordu karşısında. Onun aklında hep aynı cümle yankılanıyordu; hayatımda hiçbir şey yok...

Yeni fark etmedi durgunluğunu, yeni fark ettiği bu durgunluğun vahametiydi. Üstelik gün geçtikçe yalnızlaşıyordu. Hayata birlikte başladığı, ilk arkadaşlarıyla kalıyordu gün geçtikçe; aynı dili konuşamadığı ilk arkadaşları...

Dost muhabbeti sonrası mutlu bir hayatı resmedebilecek kadar doluydu, mutlu bir hayatı resmedebilecek kadar dinlemişti onu. İçtiği sigara ve çayın acısına, yeni yaktığı sigarası ve resminde kendine yer bulma fikri eşlik ediyordu. Sonra hava sisli, soğuk ve kirliydi...

Ve hayatında hiçbir şey yoktu...

İşte uzun zaman beynini kemiren düşünceler bu kadardı. Son zamanları yarım sayfalık, ve durmadan tekrarlanan birkaç cümle kadardı...


gereksiz adam