26 Aralık 2008

ZAMANSIZ..


Oysa bugün herşey değişecekti; en çok satan kitaplar, sinemada bu hafta izlenenler.. fakat herşey sabit kaldı hayatımda, hiçbirşey değişmedi... umudum şimdi yarında, yarına kaldı bütün iyi dilekler, değişik zamanlar..

şimdi susuyorum ve zamana bırakıyorum adımı....

gereksiz yazar/26.12.2008



25 Aralık 2008

DAYAN YALNIZLIĞIM..


Bir türlü olamıyoruz, olduğumuz mesafede kalamıyoruz. Didik didik ediyor genelin ortaya koydugu degerler özeli. Vazgeçmek, vazgeçmeye çalışmak, gitmek, kalmak hepsi için verilmeye çalışılan kararların sorumlusudur bütün. Ve sonra yazılanların kimseyi bağlamayacak ve hatta bağlamamasını istediğimiz ruh halleri.. İnsan kendi kendine ötekileşemiyor, kalabalıklrın içinde ötekileşip, huzura eriyor iç dünyasında.

Satır başı yaptım, daha genelim artık. Ve şimdi sen git sorun değil, çünkü bu iş bedenden bağımsız. Sen git sen git de, dostlugun kalsın. Başka bedenlere mi yüklersin, acısını sen mi çekersin bilmiyorum...

Dayan yalnızlıgım...

gereksiz yazar/25.12.2008

24 Aralık 2008

GÜNLÜK



Özümden kurtulup uzaktan seyredaldığımda hayatımı, hayatımdakileri, onlarla olan iletişimimi kendime olan saygımda, adlandıramadığım sapmalar yaşıyorum. Bu yüzden belki de uzağa gitmek istiyorum, daha uzaga.. Kaçmanın çözüm olmadıgını kendime itiraf edeli çok zaman oldu da, uygulanmadan umudun tamamı kararmıyor kalpte..

Şimdi bi heves herşeye sıfırdan başlayacagım ya kendi içimde, özrümü sunup yaşadıklarıma sahiplenecegim ya, nafile biliyorum. iç çekişmelerim kaldıgı yerden bir zaman sonra girecek hayatıma.

Herşey siyah gibi gözükse de bilirim beyazımızda çok, bilirim de dile getirmesi karalar kadar eğlenceli ( acılı ) olmuyor. Lay lay lom bir hayat ne kadar zevk verir ki...

Velhasıl, sabaha kavgamız var heyhat....


gereksiz yazar/24.12.2008

Eksik Hayatlar

Yapamazdık yapamazdık
Bizde öyle yürek yoktu
Daha doğrusu başka yürekleri
İncitmekten akıl korktu

Korktuk evet, cezalanmaktan
Ki vazgeçtik sevdalanmaktan
Bize düştü eksik hayatlar
Ki farklıydık sözde, yalan

Yeryüzünde bir noktayken
Büyüttük aciz ihtirasları
Yaralandık paralandık
Kurallara kurban ettik tüm aşkları

Korktuk çünkü cezalanmaktan
Ki vazgeçtik sevdalanmaktan
Bize düştü eksik hayatlar
Ki farklıydık sözde, yalan


Sezen Aksu

20 Aralık 2008

GİTME KAL BU ŞEHİRDE

Güz yaprakları düştü gazeller oldu
Bulut indi yeryüzüne sevdalı oldu
Bir avuntu biraz keder böyle bize neler oldu
Bu ayrılık birde hasret çekilmez oldu

Ay karanlık hep karanlık yüzü bize döner oldu
Bir ihtimal daha vardı felaket oldu
Gitme gitme gitme kal bu şehirde
Gitme gitme yazık olur bize

Geceler kör dilsiz sanki konuşmaz oldu
Hüzünler koyduk üstüste ayrılık oldu
Bir avuntu birar keder böyle bize neler oldu
Bu ayrılık birde hasret çekilmez oldu

Ay karanlık hep karanlık yüzü bize döner oldu
Bir ihtimal daha vardı felaket oldu
Gitme gitme gitme kal bu şehirde
Gitme gitme yazık olur bize

Nazan Öncel





''Gitme'' diyebilseydin, bunu becerebilseydin bugün herşey başka olabilirdi. Ben aşkı sen gibi algılamadım hiç. Mutluluk adına kuracağım cümlelerde, istediğim hayatlarda önceliği hep kendime ayırdım. ''Kal'' deseydin, önce kendi mutlulugunu düşünüp ''kal'' deseydin daha başka olurdu. Ama gitmeliydim, mutlu olmalıydım değil mi? Ne aşk... Mekana takılıp kalmış bu aşk, başka hayatlarda yaşanmaz biliyor musun?

Ve artık geç, ve artık gidiyorum, ve biliyorum herşey bitiyor....

17 Aralık 2008

SEN KİMSİN?


Sebebini bildiğim, anlam veremediğim bir sıkıntı var. Aşk, ayrılık değil de, yaşattığı duygu buna denk sanki, sanki bir eksik var ya da birden çok eksik ama kaynağı yok.

Bazen seni özlüyorum, kim oldugunu bilmesem de, bildiğimi kendimden saklasam da... Öyle en anlamsız zamanlarda vücuda gelir yoklugun, bir sürü duyguyu da beraberinde getirir; beni eksik hissettiren, yalnız hissettiren, aşksız hissettiren. Bu sen misin şimdi, senin yokluğun mu, ki sen kimsin?

Şimdi saat gecenin bir vakti ya, şimdi sabaha hazırlanmak lazım ya, şimdi alkolü düşünmemek gerek ya, şimdi seni yok saymak gerek ya getirdiklerinden kurtulamıyorum... gelirken getirip, giderken götürmediklerinden...

Ve üstelik sen kimsin?

Ve üstelik aşk bile değilsin...

çalınmış görüntüler yönetmeni/18.12.2008



13 Aralık 2008

RÜYA MI?


Ve tamam dedi, rüya bitti. Karanlığa, geceye dalma vaktidir. Güneş çekilir şimdi, yeşillikler tükenir. Hazır mı ruhun?

Artık dünyayı algıladığın kadar değil, olduğu gibi yaşayacaksın..

Ve hazırsan,
Ve tamamsa,
buyur, burası dünya.....

çalınmış görüntüler yönetmeni/04.12.2008



6 Aralık 2008

HAYATA SIFIRDAN BAŞLAMAK MI?




Ne çok insan bir nokta koyup, başka bir noktadan- üstelik unutarak- hayatına devam edebiliyor; şaşkınlıkla ve özenerek izliyorum. Ben beceremem öyle dünü unutmayı, yarına dünü taşımadan umutla bakmayı.. Şayet varsa umudum bugünden arta kalan taşırım yarına, yoksa yarını beklerim hepsi bu...

Ve birde hiç pişman olmayanlar var ki, ''hasetin hası bu'' duygusuna gark ediyorlar adamı. Nasıl bir meziyettir hatasız yaşamak bir bilsem. Ben öyle ucundan kıyısından da değil sapına kadar pişmanlıklar yaşarım. bu yazının başlığından bile hoşnut değilimdir az sonra ve devamında içeriğinden, en son kendimden. Ne hoşnutsuzluk...

yani bıraksak bu ben mükemmelim ayağını da, mükemmel olasım var uğraşıyorum moduna geçsek daha makul olmaz mı? Düşünelim şimdi, düşündükçe çözümü bulunmamış hayatın bilinmezlerinin ya neyse, denemekte fayda var...

çalınmış görüntüler yönetmeni/06.12.2008


5 Aralık 2008

AŞK - BİLMEM KAÇ..

tanrı aşka yasaklarla çevrilmiş sınırlar mı çizdi, yoksa toplum kişisel zevklerini mi kültürleştirdi?

çözmek zor anlaşılmazları, ''çabalamakta yersiz'' diyeceğim de, kendimle çelişmekten korkuyorum ( sanki hiç olmayan bir durum ).

neyse, aşksal çıkmazlar insanı bozar deyip, sıyrılayım kendimden....

gereksiz yazar/geçmiş zamanlar

DİPTE OLASI NOT..


tanrı aşka yasaklarla çevrilmiş sınırlar mı çizdi, yoksa toplum kişisel zevklerini mi kültürleştirdi?

çözmek zor anlaşılmazları, ''çabalamakta yersiz'' diyeceğim de kendimle çelişmekten korkuyorum ( sanki hiç olmayan bir durum ).

neyse işte aşksal çıkmazlar delikanlıyı bozar deyip sıyrılayım kendimden....

çalınmış görüntüler yönetmeni/05.12.2008



4 Aralık 2008

ESKİYE...


Biletimi aldım. Öyle yeni hayatlara daldığım-dalacağım yok. geçmişe dönüş mü dersiniz, öze dönüş mü dersiniz bilmem. ya da susup banane dersiniz. Benim öyle bananeliğim kendime sökmüyor her zaman, o yüzden bi yol bulup ikna etmek lazım özümü..

Yolculuğa az zaman kaldı; yeniden eskiye, eski hayata dönüş neleri getirir neleri götürür bilmek zor, fakat tahmin edilmesi kolay da yine de içine dalmak şart, ondan sonra yorum yapmak...

Yeni hayatın seni benden alacağı kesin de sen kimsin ki zaten, hep bir sır, hep bir muamma. öylesi makul, öylesi kabul gören değil mi? zaten aşkta değilsin, ayrılıksın belkide...''ben şimdi yarını düşünüyorum, sonraki günü saldım yokluğa.'' derken bile sonraki güne hayıflanıyorum farkına vararak...

Neyse sonu olmayan hayatların kelimelerde yaşatılmasıda imkansız mı ne? Biliyorum ki yazıdan ibaretsin özlüğünden şüphe ettiğim hayat, bu yüzden şimdilik susmak lazım...

çalınmış görüntüler yönetmeni/04.12.2008



3 Aralık 2008

HAYATA ANLAM KATMAK


iyi-kötü, güzel-çirkin, aşk- nefret?. bütün tezatlarıyla beraber içinde bulunduğumuz dünya' da yaşam savaşı veriyoruz her birimiz.. savaş diyorum çünkü; en sakin haliyle bile yaşayabilmek, var olan aklımızla beraber bir savaştır.. evet hayatın içinde ki savaş; akıl savaşı.. hep derim ya da diyenleri tekrar ederim; bildikçe, çözdükçe, anlamaya çalıştıkça hayatın yükü artar .. doğrusu hafifletmek için olduğun yerde saymak mı?

dedik ya hayat bir savaş,olmasını istediğimiz kadarlık bir savaş.. bu sanal dünyada dahi insani bütün egolarımızla, zırlarımızla, savaş aletlerimizle meydandayız bende dahil.. kimse bu ben değilim demesin, bulunduğu yerde mücadele etmek insanın doğasında var ve ne yazık ki bazen çok acımasız oluyoruz...

şimdi ben hayatıma sanalda da olsa anlam katmak için, anlayan herkese iyi niyetle gülümsüyorum...

buyrun hayatınıza anlam katmak için kelimeler, cümleler hizmetinizde..


çalınmış görüntüler yönetmeni/25.08.2008


1 Aralık 2008

ŞİZOFREN


Boş yaşamları doldurup, iç dünyanda huzuruna engel takıntılar haline getirmekte bir meziyet değil mi? Bu yüzden takdir istiyorum, bu yüzden övgü istiyorum var mı ötesi ?

Ben kendimle kavga için gelmişim dünyaya, görevimi yapıyorum en layığıyla. lakin zoru başarmak benim bünyemin asıl görevi. Sıkıntımı lazım, buyur bende mevcut, geceden ürettim en tazesinden.

Başka bir hayatta olmamın doğrulugu garanti artık, bu yaşam bana göre değil ya da gereksiz bir başkaldırı var ortada olmayan herşeye. Düzeltmek için bir çabam yok artık, bozuk olmadıgına ikna edildiğim yaşamları. En doğalı sanırım sürüye takılıp, bozuklukları düzgün saymak. Artık budur yaşam felsefem diyorum ama kanmayın kendimi kandırıyorum, sabaha hatta az sonraya daha kavgalıyım hayata..

saygılar doğru yaşamlar, eğrilik bende..


çalınmış görüntüler yönetmeni/ 01.12.2008