Zuhal Olcay çalıyordu, aylardan eylül, günlerden...
-unutuldu-
Sıradan sonbahar hüznü gibiydi, üstünde maneviyatını kaybetmiş bi zevkin ağırlığı;
git gel, git gel...
Sonra gözlerinde bi umut, bi aşk, bi merhamet, kahrolası, masum bi anlam ararken, sarsılarak ve nefes nefese...
Zuhal Olcay çalıyordu, durmadan ve yasal yollardan dinliyorduk bütün ahlaksızlıkları.
Ve artık, sıradan bi sonbahar hüznünden çok...
-unutuldu-
-unutuldu-
cem ben
ve dinlediği şarkıları, günü, ahlakı unutan..