8 Haziran 2014

İŞTE GİDİYORUZ

Gidiyoruz,
sapla samanın karıştığı, bi garip şehrin sokaklarında kayboluyoruzdur çoğu zaman.

Güle homoseksüel muamelesi yapıp papatyalaştırıyoruzdur ve seviyor, sevmiyor, seviyor sevmiyor... gül yaprakları kadar. Ha bir de kurumuş olanlar...

Gidiyoruz,
aklın deliye emanet edildiği bi zamandan
ve tabeladaki rakamdan bir eksilterek
arkamıza baka baka, ah ede ede...
bu şehre küfrede küfrede

ÇARESİZLİK

Ani bi baş ağrısı, stabil bi kalp ağrısı, alışılagelmiş umut kırıkları, bi garip sesler, bi garip sesler, bi garip sesler....
Sonra bi telefon, çok zaman sessizlik ve bi şekilsizlik...

Gidiyoruz,
gitme eylemini ucuzlaştırarak, kırarak, dökerek... yüzüne tüküre tüküre ve pekiştire pekiştire bütün saçmalıkları...

ve kiraz mevsimi, can erikleri, ucuz oteller, yalnızlık kokan hayatlar;
üstünü örte ürte, görmezden gelerek gidiyoruz...
kahrolası

cem ben

( Kazım Koyuncu iyidir, dinleyiniz)