31 Ocak 2013

MÜMKÜN MÜ?

Kurduğum düzenek iyi çalışırsa ve yeni bi huzur dalgası çalmazsa bu şehrin kapısını, birazdan her şey yok olmaya yüz tutar azar azar. Giriş çıkışı kapanır hayatın, bi cam fanus içine hapsolur hayaller. Fanus' un tanımında vardır "cam" zaten, o yüzdendir "bi cam fanus" söyleminde var olan çelişki.

Bütün pencerelerini örttüm dünyamın. Belirli bi kalıba yerleştirdim ağıtlarımı...

Bi akşam vakti, güneş battıktan hemen sonra, deniz coşmadan biraz önce...  Saatler kaçı gösteriyordu muamma, her saat kendi iradesinde resmediyordu belki de zamanı. Anlamsızdı cümleler şimdiki gibi, değişmeyen tek gerçekti soyut aşklar. Ki aşkın somutu vardır, gülme...

Ve

O akşam vakti, güneş battıktan hemen sonra, deniz coşmadan önce; terk edildi rüyaları. Rüyasız, riyakâr, riyasız, yalansız, dolansız...  Mümkün mü?

Bi akşam vakti, güneş battıktan hemen sonra, deniz coşmadan biraz önce, bütün pencerelerini örttüm dünyamın. Belirli bi kalıba yerleştirdim ağıtlarımı. Şimdi susmak...

MÜMKÜN MÜ?

cem ben

30 Ocak 2013

AKREP GİDİYOR, YELKOVAN GİDİYOR

Akrep gidiyor, yelkovan gidiyor, zaman akıyor şelale gibi; biri "dur" desin, olmaz mı?   Sis var bugün, hafiften yağmur yağıyor şakaklarıma, üzerimde parlıyor yağmur damlaları. Bir de saçlarıma ak düşüyor en arabeskinden, nasıl?..

Bu parfüm kokusu benim değil ya da yeni ya da kimin kokusu sinmiş üstüme ya da sessizlik ya da sus ya da biri "dur" desin zamana olmaz mı? Sağ elimi öne uzatmış, tek ayağı üzerinde yaşıyorum hayatı; bi balet gibi, balerin gibi, bale gibi, kendim gibi.....   değil.

ŞU şarkı bağırıyor, o şarkı çığlık çığlık, o kadın zamanın içerisinde, avazı çıktığı kadar bağırıyor; haberin yok ölüyorum. Sonra zaman akıyor, akrep ve yelkovan zırhlanmış ve dört nala koşturuyorlar birbirlerini ve zamana sıkışıp kalıyoruz...

HABERİN YOK, ÖLÜYORUM... AHH

Duvarda, kolumda, telefonumda, şehrin meydanında, radyoda, televizyonda... her yerde avaz avaz bağırıyor zaman, akıyorum gidiyorum terk ediyorum sizi. Haberiniz yok mu, ölüyor zaman avuçlarımızda;  

aciz, sıradan, anlamsız...

cem ben, 

29 Ocak 2013

RİVAYET; Bİ İHTİMAL

"Bahar da gelecek, bi ihtimal rivayet.
Yolun sonunda ki ağaç yine çiçeklenecek ve dahi yeşillenecek."

diye başlayıp kendini kandırabilecek kadar maharetli değilmiş bu beden. Kandırılmamayı öğreneli çok zaman oldu da kimseyi kandırdı mı hiç?  

Saat sabahın bi körü ya da körüydü. Gözlerini yarı aydınlık ve bulutlu, ve yağmurlu, ve hüzünlü, ve özlem dolu bi güne açtı, öyle diyor kayıtlar. Bir kaç cümle yazıp aklına, üstünü çizmesi kısa sürdü. 

Geçmiş zaman yazıları ya da uzak yazılar ya da hayal gücü yazılarını hiç sevmediğim gibi bi gerçek midemi bulandırdı; saat sabahın bi körü(ydü)...

Sürekli telefona tanıtım mesajları geldi, en son arayan numarayı görmeden açtı, açtığı, açıyordu, açabilir.  açmasa duymazdı şunu ;  kredi kartınızın limitini arttırmak......     defol git, gider misin, gitmelisin, ya bi s.git yaaa....

Aşktan bahsedemiyorum pardon, bahsedemiyormuş asıl buna pardon. Dur bi saniye "bahsedemiyordu" da olabilir lakin, tanımadığım sıfatlar! zan altında bırakıyor duygularımı. Herkes başrolümde maşallah, ben yardımcı oyuncu dahi olamıyorum kendi hayatımda; olamıyorum, olamıyordum, olamayabilmeihtimalimisevdim mi?..  lütfen, please...

cem ben


23 Ocak 2013

...

Huzur mu hüzün mü bilemedim!
belki de
hüzünlü bir huzurdur, kim bilir???

cem

22 Ocak 2013

ISIRIRIM GÖZÜNÜ

Yalpa yalpa yalpa, belden yukarısı yere paralel, kollar rahat bırakılmış ve yere 90 derece, ayaklar şu Paris moda haftasında boy gösteren en zayıf mankenlerden biraz daha yampiri yumpiri. Ben diyeyim "Noterdam' ın Kamburu" sen anla İstanbul bilmem kaçıncı noter v.s. Pozisyon bu, fonda Jazz bi müzik ( misal ŞU ) ve o müziğe uyum sağlayan o bedenle ıslak sokaklardasın.

İki gündür aynı boşvermişlikle, bir ona bir buna saldırıyorum ne ala...

& ısırırım gözünü
- hadi lennnn 

Amaaaaannn, tak tak tak tak vursunlar beni koparıp yalnıza mı koysunlar beni, heeeeeeeeeeyyyy amaaaaaaannn aaaaaaaaah amaaaaaaaağğğğğıııınnnn amaannnnn   dırırı dırırı dırırı

Ya da belde ceket, sağ tarafa doğru hafif, kollar açık sağ ayak önde ve aynı taraftaki kalça bi önde bi geride. yepppppp..

Geceden kaldım cınım, alkol kullanmıyorum, benim geceden kalmam uyku dengesizliği. falaaaannn falaaannn aaaaannnnnnn nnnnnn ..........

offff işim var yaaa

cem ben, oyna oyna oyna


21 Ocak 2013

(VURDUM)DUYMAZ

Benim Sükût' m boşvermişliğimden ve sukut-u hayallerimden kalmış bu bezginliğim. Kafiye olsun diye değil, aklıma ilk düşen kelimeler olduklarından bu yazılanlar.

Ve sabahta geceden kalma bi baş ağrısı, ve sabah sancılı. Şimdi nur topu gibi bi "umut" doğacak diye bekliyorum, nafile! umutta ki tırnak işareti ve nafilede ki ünlem boşa değil arkadaş...

Akşamdan başladım Şu şarkıyı dinlemeye. Bilsen nasıl bi acı sıkışmış gönlüme , de bilsen işte. Bilmezsin...

Dün rüyamda gördüm...  Ah nasıl bir boşluk o, ah nasıl karanlık ve kirli hayaller, ah sesim kısılıyor duymuyor musun?

Duymuyorsun değil mi?

Ki ben de işitmiyorum artık bazı sesleri, sadece karanlığa ve sessizliğe kulak kabartıyorum.

cem ben





 

19 Ocak 2013

GELİYORUM GÖZLERİNE

Şimdi denize doğru atıyorum adımlarımı;
seyirlik,
huzurluk,
sessizlik,
ben
ve
kaybettiklerim....

bir de,
alt alta
anlamsız kelimelerle
geliyorum
gözlerine
...

cem

18 Ocak 2013

TEMMUZ/20..

Temmuz/20..  
Günlerden Cuma 
Saat 12:00

Ben bi şiir yazdım; başlığı karanlıktı, içeriği karanlıktı, adı karanlıktı. 
Aylardan temmuz günlerden cumaydı. 
Oysa hava aydınlık, saat öğle vaktiydi...

Gözüm kamaştı karanlıktan o gün, öyle bi gün yoktu, belli ki hayaldi. 

Temmuz/20... 
Sardunyalar solmuştu ihtimal
kokusu yoktu burnumda
zaten şiirler de karanlık ve dahi anlamsızken. 
Ki,
Günlerden cuma, hayat şiir gibiydi oysa, lakin...

Gözüm kamaştı karanlıktan o gün, öyle bi gün yoktu, belli ki hayaldi.


cem ben

16 Ocak 2013

KARGALAR, NE OLUR ANNEME SÖYLEMEYİN

Ahmet Kaya dinledim boş ekrana bakarak, ardından Orhan Veli' nin "Bayram" adında şiirini okudum bir kaç kez ve "Kargalar, ne olur anneme söylemeyin!" kısmında hep aynı hüznü yaşadım, aynı çaresizliği hissettim, hep annem geldi aklıma, hep biraz daha yalnızlaştım.

                             Kargalar, ne olur anneme söylemeyin; küstüğümü!

Sonra insan sesleri karıştı aklıma, sonra sustu dünya, sonra;
"Biz en son hangi gün aşırı kendimiz olabildik acaba, hangi saat sadece kargalara dost olduk, hangi günden sonra yalnız kaldık bu kadar?" diye başladı sorular ya, hayrola!  

Kışın en ortasında, yazdan emanet güneş ve çam ağaçlarıyla, biraz daha hayattan uzak aklım ve O. Veli şiirleriyle....  gün...

Kargalar, ne olur anneme söylemeyin;.....!!

cem ben  





15 Ocak 2013

RASKOLNİKOV İŞ AŞK BIZZZTTT

"Raskolnikov evinden çıktı ve usulca kafasında kurduğu planı uygulamak için yola koyuldu" diye başlamasa da roman, benzer bi mantıkla ilerlediği söylenebilir. Şimdi "konumuzla ne alakası var" diye düşünmeyin, çünkü henüz ortada bi konumuz yok, dolayısıyla konumumuz... Şu an tek amacım "İnsan bazen Raskolnikov' a hak veriyor" diyebilmek. Başta kurduğum ıvır zıvır bi dolu cümle sırf bu yüzden, ki ben bu yüzden herkesten gidebilirim ve çok gitmişimdir. Üzülmek benim problemim evet...

İş hayatı karışıktır genelde, neticede insanın olduğu her mekan karışır; herkes iyidir, herkes melektir ama ortalıkta bi kötülük dolaşır biteviye. Zaten sırf bu yüzden içinden çıkılmaz durumun; herkes iyidir, herkes melektir vs.

Aşk hayatı desen ya da demesen, sussak "aşk" deyince karşılıklı da, raskolnikov' a sarılsak ya da içimizdeki çocuğa sarılalım. Bize insanı anlatacağı gibi bi rivayet mevcuttur;  Sezen Aksu ve Meral Okay tarafından yazılan, Sezen Aksu tarafından söylenen vs.

Bir de ne vardı günlük burç yorumlarında; iş, aşk..........  bızzzzzttt
sağlık..   çok şükür

Mabel Matiz yeni albüm çıkartmış bir de...

Makamıma oturma lütfen cınım...

offffffffffffffff  ben gider, koşar adım gider, Raskolnikov' a yetişeceğim. Suçumuz ve Cezamız neymiş görelim.

cem ben, Raskolnikov dostu olmaya aday

14 Ocak 2013

BU DA ŞİİR DEĞİL

Bilirim seni ve bi tenhada severim gözlerini en çok ya da loş bi oda, sessiz ve karanlık bi sokak, ıssız dağlar vs. 
Sonra aşk kalıntısı kelimeler çalar kapımı, şiir gibi mısra mısra girerler evime,
Oturup gözlerine iltifat eden kelimeleri oluştururlar salonumda. 
Ah kalem çekilmemiş, ah aşkla bakan gözlerin, ah bütün kelimeler eksik kalır karşında. 

İnsan nasıl sever geceyi bazen, uyumak için değil geceyle sevişmek için girer yatağa bi ihtimal. Sonra " Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya" der bi ses, Ümit Yaşar' dan  ve devamını unutur da başka kelimeler zorlar aklının koridorlarını; ki yatak var işin içinde, sevişmek ne büyük ihtimal gözlerinle...

Ve bilirim seni, kalın dudakların var doğuştan. Ve çok sûni artık hayat, herkes aynı, herkes o gibi ama sen... ama senin kalın dudakların var doğuştan, kim bilir ne kadar olağan...

Adına şiir yazmayalı çok zaman oldu, ki artık kaçak dövüşüyor aklım. Misal resmin biraz daha siyah beyaz artık ve   bakışların hayal meyal gözlerimde.  Ancak salonum hala dolu, salonum feryat figan kelimelerle.
Ve sonrası....
muamma....
...

Ne kadar beceriksiz şey şu zaman, kırıp dökmeden akıp gitmeyi bile beceremiyor; şuursuz...

cem ben, bu da şiir değil zaten. 

13 Ocak 2013

GÜN

09:41 - hayır, kalkmayacağım... Ütüleyeceğim üç gömlek, yapacağım 45 dakikalık spor, saç bakımı ve duş biraz daha bekleyebilir. Ama bir saniye, İnstagramda fotoğraflarımı beğenenlere iadeyi ziyarety yapmalı ki adet ve göreneklerimizi yaşatabilsin.
OFFF UYKUSU KAÇTI

09:50- Kahvaltıyı öğleye doğru yapar, hem ilaç saati de tam öğle vakti. O zaman bakalım bloglarda neler var. a pardon, en iyisi şu gömlekleri ütülemek ve spor evet evet

10:50-12:00 ütü ve spor yanyana ne kadar iyi durdular. siz kardeş kardeş oynayın ben geliyorum. Ayrıca bu saç yıkanmazsa o serum yüzünden akacak dikkat. O zaman duş...

12:10-Nemlendirici cildi nemlendirirmişşşş, ki nemli bi kahvaltı iyi gider cumartesi cumartesi.

13:00- 21:30 - Gezme vakti, emniyet kemeri o ve dost ziyareti.

21:30 - Zor gördüğüm, asfalt olduğuna dair şüphelerim olan yolda otomobilin ibresini zorlayan bi zihniyetle aynı bedende mücadele halinde.

22:10 - Tam da dairesinin kapısını açacaktı oysa, anahtarı yine otomobilde unutmasaydı. Geri in, otomatiğe bas, anahtarı al çık, kapıyı aç....

22:25 - Kahve-Çerez-pc ve Tv kombinesi içinde kaybolduğu söylenir. Bu show tv cumartesi sürprizi adlı programı 7/24 e mi bağladı. yok hayır bazen sağ altta ''pis yedili'' diye bir yazı da yazıyor. Ayrıca o kanal d' de burnunu kameraya sokup ''ben bilmem eşim bilir başlıyooooooooooorrr'' diye bağıran adamı biri uzaklaştırmaz mı tv den, lütfen ya da zap...

22:00-10:00 Tepeden bakınca göbeğini görüp, sıkıldıkça mekik çekerken yorulduğu da dolaşır dillerde. Bir de gülerken gözaltı torbalarını fark etti ah azizim. Sağ kolundaki saati çıkartıp, bileğinin az ön tarafındaki kızarıklık da canını sıkmış olabilir. Oysa ellerine de gözü gibi bakardı.

...............
....

Oysa ben, ağdalı bi şiir yazacaktım gözlerine... bak hep böyle başlıyor pişmanlıkların; oysa....

cem ben


11 Ocak 2013

Ben bi garip tuti-i mucizeyi guyem' im

Çatlamasa çok güzel dudaklarım var,
Bir karış havada olmasa bir de ah şu aklım,
Ben bi garip tuti-i mucizeyi guyem' im
Ağzımın ortasına vurun kendime geleyim 

cem ben







10 Ocak 2013

CEM O

Ben hep eksik kalıyorum zamanda. Sanki biraz daha eğilmem lazım, sanki biraz daha yalvarmam lazım, sanki biraz daha övmem lazım...

Dışardan bakınca kibirli görebilirsiniz beni, içimde boynu bükük bi hayal var, hep eksik kalan bir hayal...

Kar sonrası açan güneşin tadını çıkartmak lazım diyor aklım da kalbim izin vermiyor huzura. Özlediğim bir "şey" değil aslında, özlemek de değil aslında, ben de bu değilim aslında; yalan var başucumda, yalancılar, ki böyle büyüdüm ben, yalana bulaşmam ilk aklımın ermesiyle olmuştur belki. Sahi ne zaman aydım kendimi?
O yolda,
yeşil eşofmanında
seyahat sonrasında
çıkmaz sokakta?
muamma 

ve artık,
boş cümle hayranı bi kitle seyrediyor dünyayı. 
ve ben
her geçen gün biraz daha eksik kalıyorum dünyayı seyredenlerin nazarında. 

Biraz daha eğilmem lazım, biraz daha yalvarmam ve biraz daha öpmem lazım kalçalarını...

cem ben, evet cem o...


HE

En iyisi bıyık bırakayım ben. Hayat meşgalesi, sıkılınca burarım... 

bıyıklı adayı cem

9 Ocak 2013

YAZIYOR YAZIYOR...

Göz gözü görmüyordu, ki kulağın duymadığı da aşikâr. Tipi o, sabaha karşı bi fırtına o, buzlu yollar, kayan araçlar ve dahası ... Kış değil, kar değil bu ve kâr değil böyle yaşamak.

Gözlerimi buz tutmuş, nasıl flu şu ara hayat bilsen ya da görsen. Ve sıcak zamanlar çalacakmış kapıyı mevsimsel romanlardan okudum. Gözümüzde bahar, karşımızda çiçekler ve pırıl pırıl bi hayat...

HİKÂYE

Nefesimi bırak da iki soluk alayım kış ya da bacasına filitre takın hayatın ya da söndürün sobaları ya da ölün. Ya da ışıklarımı yakın eriteyim göz bebeklerimi, olmaz mı?

OLMAZ

Tutuştu aklım "ah" ile, nasıl bi feryat gece vakti ve uğultu kulaklarımı çınlatan. Bütün hayallerim, pembe panjurlu evlerinde yandı, kül oldu, eridi. Gece vakti çalmadı bir itfaiye kapımı ve sadece hayallerim yandı. Şimdi bi sigara verin bana, üç yudum çekip soğuğa üfleyeyim, ciğerlerime doldurayım katranı, ki kalbim yaralı eskiden...

Saat kaçtı? yangın öncesi ŞU şarkı çalıyordu avaz avaz. Bi kibir takılıp kaldı sözlerime. Orda kaldı sade, kelimelerden öteye gidemedi de kalbimm, ah kalbim, ahhh yanıyor hasretle...

Yangın var dostlar, kocaman bi yangın var gövdemde. Görmüyorsunuz, bilmiyorsunuz, duymuyorsunuz çığlığımı, çığlıklarımı... 

Yangın var dostlar, kocaman bi yangın....

cem ben, yazıyor yazıyor büyük yangını yazıyor. 

8 Ocak 2013

OYUNU BOZAMADIM

Bi yağıyor bi yağmıyor, bi geliyor bi gidiyor
AKLIM  

Sıcak su döküyorum buz tutmuş kaldırımlara, çatlıyor buz sonrası taşları. Heyhat, duyuyor musun kaldırımların çığlığını gece karanlığında? Bir de sis var alabildiğine ya da karşı mahalleyi yakıyor zebaniler. Uyku düşmüş bi android cihaza, tek gözüyle sevişiyor karşılıksız. Dokunmatik, dokunmatik ki dokunmaktan aciz oysa.

Su damlalarını resmediyor sağ elim, farkında değilim neden, neden hep aynı tuşa basıyor baş parmağım?
Ve dahi, özlem denen duygudan bi haber yollar, onlar sadece yol' lar.

Bitiyor nefesi aklımın, başladı bi hastalıklı gibi sık ve derinden nefes almaya. Boğuluyor, az kaldı nefsiyle yaptığı kavgayı kaybetmeye ve nefesi sık sık, derindennn, hastalıklı....  Yetişin, bi cinayete kurban gidecek aklım. Suçuma bi ortak arıyorum ondan feryadım.

Gün aşırı ayak izlerini buluyor tavanda, ki o tavan benim bulan da ben' im. Kendime oyunum bu anladım, ama oyunu bozamadım ne çare. 
Oyunu bozamadım ne çare
oyunu bozamadım
oyunu
oyun


cem ben, aklının katili...

7 Ocak 2013

HADİ ŞİMDİ

"Lapa lapa kar yağıyor karadeniz' e" diye mevzuya girmek istiyorum, lapa lapa kar yağdığından değil, akşamdan kalma hayallerim olduğundan, akşamdan kalma mutsuzluğumdan...

Şimdi, hadi şimdi...

Feryat figan bi cümle yazasım var, bi paragraf hatta. Ağlayan bi cümle, hüngür hüngür ama...

yasak, yazmak dahi yasak bazı gerçekleri.

DepresifPolyanna vesilesiyle başladım bugün ŞU şarkıyı dinlemeye, ki çok severim. Hani zaten akşamdan kaldım ya, hani karadeniz' e kar yağdı ya bu sabah, hani beyaz ya dağlar, hani hayal ya sadece, hani yok ya, olmayacak ya, bitti ya...

Bak nasıl bi tebessüm bu biliyor musun?

ya da bilme.

Kulağımda arabesk bi tını var, Orhan Gencebay mı, Müslüm Gürses mi bilmiyorum. Taşı toprağı arabesk memleketin...

Ayaklarım üşüyor, ellerim üşüyor ve kalbim üşüyor en çok. Sıcaklık farkları kalp krizine vesileymiş, öyle diyordu dün haberler de, bağlayamayacağım mevzuyu aşka, sen bi ucundan tut, ben üşüyorum...

cem ben

6 Ocak 2013

SESSİZLİK

Şimdi telefon çalsa ya da kapı... Sis olmasa, günlerden cuma olsa, herhangi bir cuma...

Karadeniz kayıp, dağlar kayıp, yollar kayıp, gemiler durağan, ses yok, insan yok, şehir yok...

Günlerden Pazar; soğuk, yağmur, sis, suskun...       

hişşşşş.. Aşksa sisin ardındaki ya da güneş aşka doğacaksa sus....

Şimdi telefon çalsa ya da

hişşşşşş, sessizlik. 


cem ben, hişşş


5 Ocak 2013

İHTİYAÇ SAHİBİNDEN

''Sürpriz'' diye bir şey varmış, sözlüklerin birinde okudum, bir de ''hayat'' ...

Şimdi bir araya gelip, ihtiyaç sahiplerine bi anlam oluşturmaları dileğiyle. 

cem ben, ihtiyaç sahibi.

4 Ocak 2013

KENDİNİÖPEBİLENGÜL

"Kim inanır? Kadin inanır" tadındayım. Düşün ki cevabi cümledeki "inanır" kelimesi büyük harfle mi yazılmalı, küçük harfle mi yazılmalı konusunda karmaşam da mevcut. Büyük yazsan espiri hiç olabilir, küçük yazsan adamın soyadı zayi olur vs. Üstelik bu ve bunun türevi söylemler üretesim var, misal, " naban (ne yapıyorsun anlamında)? Nedim Saban" . Burda "S" harfinin büyüklüğü konusunda şüphelerim yok ama Nedim Saban' ın hayatımda ki önemini sorgulayasım var.

"Günlerden Cuma" yazmasam, cuma' ya ayıp olur diye tedirgin olmaktayım. Ayrıca ikinci cumada belli bir tarihi belirtmediğimden küçük harfle yazabilirim lakin ayırma işareti koymam ne derece doğru bilmiyorum. Edebiyatçı değilim, Noktalama işaretlerine yeteri kadar hakim olmayabilirim de... Hayat muamma biliyorsun değil mi?

Dün sabah ya da önceki akşam başlayan hafif şiddette ki baş ağrım, aynı şekilde devam ediyor. Biraz göbek yapınca sporu yoğunlaştırmak gibi bir eylem sonucu (ipsiz ip atlama misal ), sağ kulağımla birlikte başladı bu ağrı. 15-20 gün daha ipsiz ip atlarsam alışır, bu hep böyle olmuştur. Ayrıca hafta içi her gün bir dolu tabak, hafta sonu 2 dolu tabak yediğim çerezi yarım tabağa indirdim, işte bu beni çok yaraladı :))

Dün malum şehirlere verdim yine bedenimi, aman bi arnavut kaldırımları, aman bi ıslak caddeler, aman bi sokak lambası altında foterli adam gölgeleri, aman bi ceymıs bond, aman bi İstanbuuul, aman benim İstanbullumun kapalı çarşısının motorsiklet altında kırılıp dökülen kiremitleri, aman belimmm, bacağıımm, amaaann küt üm benim. Yirim yirim seni kütür kütür Cem :)

Günlerden Cuma, mektup yazdım kaldırıma
Abe öyle bakmayınız, bende sarıldım bazı bazı yalnızlığa. 

O zaman ben müsaadenizle kendimi öpeceğim

cem ben, kendiniöpebilengül

3 Ocak 2013

Zamandan kurtarmak için...

Bu şehrin herhangi bir caddesinde, sokağında, kaldırımında, dam altında ya da mekanın önemsiz olduğu bi yerde...
Zamandan kurtarmak için bedenimi; olduğu yere yığılıp kalan bi kalp hastası gibi... 
soluk soluğa belki,
güle oynaya,
halsiz, ruhsuz, bitkin
olduğu yere,
olduğu gibi,
olduğu kadar...
küttt

Zamandan kurtarmak için bedenimi yarı baygın uyku hali; algısız, sevgisiz, kadınsız, erkeksiz, hayatsız, kalpsiz...

Ceketimi verin bana üşüdüm.. ve aklımı, ve kadınımı, ve erkeğimi, ve insanımı, ve hayatımı...

Bu şehrin herhangi bir köşesinde bırakıp hayallerimi...

uykum var, uyutmalıyım düşüncelerimi..

cem ben, fuzuli...


2 Ocak 2013

ANLADIM O ÇEKMECEDE GİZLİYDİNİZ

Bi tenhada, biraz buruk belki ya da bi kola reklamının etkisiyle geldi yeni yıl. Ama kısa sürdü hüznü, pırıl pırıl bi sabahla başladı 2013. 13' ün uğursuzluğuna inat uğurla geldi-gelmiştir kim bilir.

Gemiler karadeniz' e yığıldı aynı sabah, gece ışıkları gündüz uzun yolları, yolculukları anımsattı.

Noel babasız, hediyesiz, çersiz, çöpsüz ama huzurla geldi yeni yıl. Kırmızı koltuğum, güzel bi sezen şarkısı, karanlık oda...

Ben sanırım huzuru, kaybettiğim yerde buldum, en güzeli de bu.

cem ben