12 Kasım 2013

NEDEN?

Yasin-i Şerifi okuduktan hemen sonra haykırdı dünya adaletsizliğine. Yaradanı anlamaya çalıştı en çok. "Neden?" sorusu... Oh Tanrım, bu kadar aciz bi canlıdan ne ister ki sonsuz güç. Sonra bütün kişisel gelişim kitaplarının aynı noktaya parmak bastığı geldi aklına; mutluluk insanın kendi elinde, peh...

O ZAMAN NEDEN "DÜNYA" DİYE Bİ DÜZEN VAR. 

Neden en çok masum insanlar ölüyor, Afrika neden hep aç, neden ayrılık var, neden "aşk" acısı var, neden sefalet var, neden hastalık var, neden sakatlık, umutsuzluk, yalnızlık, çaresizlik, kötülük var, neden ey dünyanın sahibi.

Bu sınav, huzurlu mutlu zamanlarda olsaydı misal, herkes mutlu olsaydı en çok, açlıktan ölen insan olmasaydı olmaz mıydı?   Dünya dengesinin iyilikler üzerine kurulması bu kadar mı zordu heyhat.  Her sabah kafamda aynı sorular olmasaydı, kutsal kitaba ters düşmeseydi hissettiklerim, ne bileyim "evli, mutlu, çocuklu" şarkısı kadar basit olsaydı hayat, çok mu zordu?

İnsanın yorulduğu bu kadar mı belli değil, yağan karın dağdan çok olduğu bu kadar mı anlaşılmaz durumda. Dualar bu kadar mı sessiz sedasız söyleniyor; duyan yok mu, cevap veren yok mu, bi yardım edecek yok mu?

Yasin-i Şerifi okuduktan hemen sonra haykırdı dünya adaletsizliğine, alnında ter damlaları, o yüksek ateşle sayıkladığı gecenin sabahı, kan ter içinde ve kısık sesle ya da inleyerek sordu; neden?

BU KADAR MI ZOR İNSANIN MUTLU OLMASI

cem ben, belki de çok günahkâr...