19 Ekim 2013

ISLAK HAYAT

Aslında bi dolu taslak biriktirdim, bi dolu bağımsız cümle sakladım geceye. Aşktan bi haber, zorlama hayatlardan geçtim; yarı baygın, kuşkulu vs.

Şiirler yazdım, okuyup düz yazı sandığım şiirler yazdım. Bir de, yeni bakışlar aradım dün, önceki gün, daha önceki gün vs.

Eskiden kalma bi şarkı eşliğinde, yağmuruna aldırmadan daldım karadeniz'i seyre. Dün bulup çıkarttığım o acınası hayatlar ve dalgalı karadeniz, çamura bulanmış karadeniz...

Ve ne kadar kirlenmiş masum hayatlar...

Bu sabah, gözümü açar açmaz yağmura koştum. Camın arkasından fotoğrafını çektim ıslanmış hayatların. Sezen dinledim sonra, yine eksik hayatlara küfrettim ve aşktan yana umudumdan da vazgeçtim, ne ala...

Dün sabah, bu sabah ya da akşam ya da herhangi bir günün herhangi bir anında yeni fotoğraflar çektim kendime dair. Bazen soyundum, bazen giyindim ama en çok baktım, objektife baktım, sana baktım; yarı çıplak ya da anadan doğma ya da giyinik... ya da en çok giyindim, bi dolu deri geçirdim yüzüme, yüzümdeki ifadeyi sakladım vs.

Bu sabah, dün akşam ya da dün sabah bi güldüm, bi ağladım ama en çok unuttum. ya da unutmayı unuttum ama unuttum...

bu sabah, dün akşam ya da dün sabah en çok unuttum. 

ha bir de; bi iç çekiş, bi duygu sömürüsü ya da şefkât arayışı değil sadece hüzünlü bi baş ağrısı, hepsi bu... 

cem ben