22 Ağustos 2013

EKSİK HAYAT KAHRAMANI

Güne Allah' ın adını anarak başlayıp, aklına düşmemesi gerekenler aklına düştükçe biraz daha yaradana sığınan, dua eden, hak edip etmediğini bilmeden ama kendince aleyhine kararlar alarak ve yine de dua eden...

08:30 sularında Yasin okuyan, namaz kılmayan ama inanan, bazen yaradanla kavga eden ama inanan, acı çektikçe kızdığı zamanların üstünü örtmek için dua eden...

En damar Garou ya da klasik Metallica şarkıları eşliğinde spor yapan, spor yaparken ve müzik dinlerken dahi dua eden; şükür şükür şükür şükür...

Bir küsür yıl, bir çok organına bulaşmış kanserle mücadele eden ve geçen bahar hayatını kaybeden, son nefesine az kalan zamanlarda dahi, "buna da şükür." diyen, o iki yandan örgülü uzun saçlarını tepede toplayan büyük kadından feyz alıp;

Şükür şükür şükür..

Bakma gözlerindeki umutsuzluğa sen, üstelik saf umutsuzluk değil o, baksana kenarında hüzün de var ki iyidir, bu iyidir. Neticede insan işte, birilerinin "senin etrafında olacak kişi ne kadar şanslı" diye ödüllendirdiği insan ama... iş öyle değil...

Bizim kuşak da yorgun bilirsin, o da bilir, aslında herkes bilir. Avrupaya yakın bi anadolu ilçesinde yetişip, toplumsal yapıya en başından karşı bi adamın, kendi içinde yetiştirdiği "ötekileştirildiği" ruh halini aşmak ve bi zaman sonra yine aykırı hareketler içine girmekten korkmak ve korktukça aslında olamadığını fark etmek... Başkalarının istediği bi hayatı yaşayan, gömleğinin altına sakladığı ve onların ahlaksız saydıkları her şeyi, önemseyen ama bir gün önemsediklerince katledileceğini de bilen...

Her sabah ve de akşam, yaradana biraz daha sığınan ama gün içinde eski günahkâr hallerinin ara ara yokladığı...  her şeye rağmen şükreden, eksik hayat kahramanı...

Şükür şükür şükür...

Bu aralar, instagramda bi takipçisi sayesinde öğrendiği Rosey' in Love şarkısına sarmış durumda bir de...

cem ben, eksik hayat kahramanı.