16 Temmuz 2013

huzursuz bacak ile tükenmişlik sendromunda kaybolan, bitap, bitkin ve avare bi gereksiz adam

Hiç orjinal olmayacağını ben de biliyorum birazdan yazacağımın. Eminim içine düştüğüm durumla mücadele eden bir çok insan vardır gerek sanat dünyasından, gerek edebiyat dünyasından, grek tiyatro dünyasından, grek uygarlığı M.Ö. 4 ve 5. yüzyıllarda...  Aman, konular karıştı bi harf eksikliğiyle..

Neyse sayın ve sevgili ve kıymetli arkadaşlarım, takipçilerim, hayranlarım, ablalarım, abilerim ve dahası! ben tükenmişlik sendromuna yakalandım sanırsam. Bakayım, evet...
hmmmm... nabzım yavaş atıyor
evet... bakışlarım da donuklaşmış.. kesin kapıldım bu ünlü hastalığına.

Hani "hoşgeldin yaaa ramazan" diye mevzuya girip, Allah günahlarınızı affetsin a dostlar şeklinde nihayetlenecek bi yazıyı yazabilirim elbette -düşünüyorum o kadar tükendim mi?- evet, yazabilirim lakin benim üzerimde sığ durur, dar gelir gömlek, kolumu hareket ettiremem. Gerçi ramazanın da etkisiyle, sabahları aynaya baktığımda Kemal Sunal ve hababam sınıfını anımsamıyor değilim, dolayısıyla bana -en azından beden olarak- dar gelecek bi gömlek ancak çocuk reyonundan alınmış bi gömlek olur. Sen oruçlu oruçlu her gün 1-1,5 saat spor yaparsan tükenirsin tabi ki evladım..

O değil, umudu da öldürdük bi alt yazıda, elimize kala kala....   neyse : )

Velhasıl, olayı toparlayacak olursak -ki ben bunu yapabilecek tükenmemişlikte görmüyorum kendimi- yazamıyorum sevgili büyüklerim, saygılı küçüklerim, kelimeleri de böyle severim, atlarım, zıplarım susarım, öperim ve giderim.

cem ben,  huzursuz bacak ile tükenmişlik sendromunda kaybolan, bitap, bitkin ve avare bi gereksiz adam.