25 Mart 2013

TENİNDE YANAĞIMI TERLETTİĞİM SEVGİLİ

..... örneğin cinsiyeti olmayan bi canlıyla seviştiğim de olmuştur, aklı baki, en azından sevişirken. Sonra kâbusuna yandığımın hayatı, öpe öpe doyamadığım yalnızlığım, bedenine muhtaç olduğum cinsiyetsiz, körpe bakışlı fahişe...

Aynı otobüs firmasında seyahat etmek... pardon, aynı otobüste çıplak kalmak gibisin hayatımda, adının baş harfini, yine aynı otobüsün camına hohlayıp yazdığım fahişe, korkma cama yazdığım "F" değildi, biliyorum hüvviyetini. Bi köpek gibi, pisleyip üstünü örtmek var bu hayatın da, bu hiç alakasız, silüetinden bağımsız, otobüsten, hohlamaktan ve hatta adından bağımsız, kişisel bir çıkmaz bu...

Yeni fotoğraflar çekebilmek adına yapılan girişimin başarısızlıkla sonuçlanması kadar hüzünlü bu yalancı güneş, nasıl ellerim üşüdü gömlek üstü yazlık ceketle, düşün ki kravatım bile kâr etmedi boğazlarımın üşümesine.

Sonra, aynı otobüste....

Çok manâsız bu kelimeler sen de biliyorsun. Sevişmekten kastım dünyevi açlığımız olmadı hiç ya da açlığımız hayvani bi dürtüden değildi diyelim. En çok, tenine yapışan yanağımın terlemesi gibi bizim seksolojimiz.

Nefes nefese kaldığımız günler de oldu, özellikle rüyalarımda otobüslerin tünellerde takılıp kaldığı zamanlarda. Ardım sıra gelen o süperstar makyajsız da güzeldi. Düşünsene, kapalı tünellerin açılmasını huzura yordum ben, makyajsız süperstarı da hayatın karşısında olduğum gibi durup, kendimi kabullendirmeye. Lütfen saçmalığımı mazur gör cinsiyetsiz canlı; bilirim aklın bâki, bana olan aşkın da... Hadi gel, yine teninde yanağımı terleteyim.

cem ben, nefes nefese.