15 Mart 2013

İYİLEŞİYOR(MUŞ)UM

O şehrin ilk harfi, son öpüş, son bakış ve sabahtan beri aynı şarkı; iyileşiyorum, iyileşiyorum... 

Cumada nasıl bir sessizlik var, nasıl flu rengi ve gökyüzü ha delindi ha delinecek, çamur düşüyor hayallerimize, gördün mü?
Gördün mü kayboluyor(uz) yavaş yavaş, hissediyor musun akıp gidiyorum kalbinden yokluğa ve siliyorum adını o beyaz defterden. Hatta; adın neydi?

Her şeye rağmen okuyamayadığın mesajlar atıyorum telefonuna ama numaranı unuttum; telefonunun markasını, gsm operatörünü, bakışını, öpüşünü, tenini ve dahasını... unuttum, çünkü  "İYİLEŞİYORUM"

Sertab Erener çalıyor hala ve belediye anons ediyor; fırtına için vatandaşlarımızın gerekli....  ben camı sonuna kadar açmış, yüzüme vuran rüzgar ve çamurun serinliğini hissediyorum ve belediye anons ediyor hala; okullar 1 gün süreyle...

Mor bi fotoğraf çalınıyor gözlerime ve mora çalan bir çam ağacı, düşün ki çamur yağıyor yeryüzüne, çam ağacına ama....

aslında;

Her suskunun özel bir hikâyesi vardır. İşte bu yüzdendir çok ve boş konuşanlara karşı olan ilgisizliğim.

Belki de bu yüzden, olağan zamanlarda susuyorum ama, cuma da nasıl bir sessizlik, nasıl flu gökyüzü ve çamur yağıyor hayallerimize ve hala Sertab Erener çalıyor; iyileşiyorum...

cem ben, kendince özel bi hikâyesi olan adam.