28 Mart 2013

GİBİ

Hep aynı sahneyle "yeni yayın" butonuna bastığım gerçeğiyle ve buraya kadar olan kısımda öküz-tren ilişkisinde ki öküz rolüyle.....  hatta cümleyi tamamlayamayacak kadar anlaşılmaz bi akıl tutulması, hemen şimdi çaldı kapımı, ne şahane.

Sahne mi?

Bilirsin işte, belli alanları çiçek dikilmiş bi park, yeşil bi park. bi tarafında çocuk parkı bile var, hatta düşen çocuğun canı yanmasın diye zemine serilen o yeşil ya da kahverengi şey. Ne kadar suni, çimlerin yanında onları taklit etmenin ezikliğiyle; salıncak altı, kayak altı, tahteravelli altı... Bir şey itiraf edeyim mi? "tahteravelli" kelimesinin yazımı konusunda tereddüt hasıl oldu da googleye başvurdum; tahteravelli, tahtıravelli, tahteee.. eeee

Velahısal bayım

Bi patlama noktası varsa kelimelerimde (hay senin kelimelerine), üstelik "sebepsiz" yere yüreğine saldırdığımı düşünüyorsan aklımla, bil ki....

amaaaaannn...

Aynı parkın sol yanında olan, çakma şehirlerarası terminaldeki şehirden bağımsızmış imajı veren kıçı kırık dolmuşlara doğru yol alayım en iyisi.

Ğıaksaray ğıaksaray ğıaksaray....


cem ben "yürüyörüm dikenlerin üstüünden yaralıyam" gibi...