28 Aralık 2012

YIKIL KARŞIMDAN

Şiir yazdım ben kuytu bi köşede; okumam, okutmam. Kafamı sallıyorum klavye başında bi piyanist ya da Arif Sağ gibi. Çok....  çokk  çoookkk...

Ben kimim?

Parmaklarımm, biri parmaklarımı hapsetsin, biri kalbimi hapsetsin, biri aklımı hapsetsin, biri beni hapsetsin soyut bir hapishaneye. Biri gözlerime baksın, anlasın, tanısın, elini uzatsın, yardım etsin, sormasın, sorgulamasın.

Elimde bi Cuma var; parça pincik, çer çöp ya da...

Huzur var, huzur mu o?

hoooooooooooooooooooooffffffffffffffffffffffffffffff .. bu offf tan daha etkilidir kanımca, "h" harfi orda pekiştirme görevi görüyor, aaağğğğşam olsa da eve gitsek in pekiştirmesi o :)

"Yavrum o nasıl bi uyku hali, 10:30 da uykuya daldın ve 7 de kalktın hala ne uykusu. Tamam gece 3-4 kez uyanmış olabilirsin fekat yeter da, yeter. boşal da semerini uyu, yuh" bu cümlenin ya da cümlelerin tırnak içine alınma sebebi yazıdan bağımsız olmasıdır. Bu edebiyat dünyasını sarsacak nitelikte, kaliteli başyapıt adayı yazıda ancak tırnak içinde anlatılabilirdi o cümle, parantez hatta köşeli parantez de olabilir. Bilmem olmayadabilir. bu olmayadabilir nasıl yazılır ki; olmaya da bilir olabilir mi?

Bak evladım, dua ettin ve parmaklarını hapsetti biri soyut bi hapishaneye. Laf olsun torba dolsun seninki evladım, soyut hapishaneni aç kurtlar bassın emi...

yıkıl karşımdan...

cem ben, kan grubum 0Rh(+), boyum 174-175 civarı, kilom 67-68 di en son, ama göbek yapmış olabilirim. Sonra kahve tonlarında saçım (arada bir kaç beyazıyla ) ve aynı tonda gözlerim var. Bronzlaşsa çok çekici olabilecek bi de cilde sahibim ahahahahaha, eşekler kovalasın beni :)