4 Ekim 2012

TEKRAR TEKRAR TEKRAR

Bak üstüme gelmeyin ''karanlığa küfredeceğine bir mum da sen yak'' derim ve hatta ardından, deniz yıldızı hikayesini anlatır ve son cümleyi, denize son atılan deniz yıldızına ithafen ''bak onun için çok şey değişti evlat'' şeklinde bitiririm. Hayat dersi veririm, gelmeyin...

 Zaten rüzgarın sesine eşlik eden bir ses, esmer beğenen bünyeme inat sürekli "sarı saçlarından ve sabahları alabildiğine sıktığım parfümden dolayı ozon tabakasının gördüğü zarardan sen suçlusun. Bakalım insanlığa kendini nasıl affettireceksin, az daha yırtılsın hele o tabaka" deyip duruyor. Üstelik son gelişmeler o yırtığın kapandığı yönündeydi, ki inanmadım kapanıyorsa dünyanın başka bi tarafına başka bir şey oluyordur kesin.

Gördüğün üzere Suriye, savaş, mermi, top ve ölüm mevzularına hiç girmiyorum bile. Özgür cümlelerle kendimi ifade edemeyeceksem susarım arkadaş. Kaldı ki bu gibi konuları yazmaktan çok konuşmanın gerekliliğin inananlardanım. İşi siyaset ve benzeri konuları yazmak olan insanlar yazsın bunları.

Neyse bu kısa ciddiyetten hemen sonra biraz instagram ve biraz da whatsapptan bahsedeyim. Whatsapp' ın amblemi yeşil, instagram' ın gri tonlarında. Bitti...

Bugün ki göreviniz şu şarkıyı ( TIK ) 15 kez dinlemek olsun o vakit, ben dünden bu yana 50. tekrardayım sanırım. Demiş ya; Ben böyle miydim? Ağlamazdım, yakışmazdı. İlk damla ah ne zaman aktı... bu kısmı bile yeter bana.

Bak üstüme glmeyin, "Hayatımız yaptığımız tercihlerin toplamıdır." derim  Kendinizi olup biten her şeyin suçlusu ilan eder ve depresyona girersiniz. En iyisi tutmayın beni, gideyim..


cem ben, tekrar tekrar tekrar (lar )