5 Ekim 2012

DU GELİYORUM SEN OKU

Ya bir saniye, o hemen alttaki yazı kendini neden hala imha etmedi?  Başlığından da anlaşılacağı üzere, post tost kıvamına gelip, kaşarını sağından solundan salmak üzereyken böyle bir söz vermişti bana. Birazdan kendini imha edecekti, hay aksi.

Şimdi, hemen şimdi "Bugün Cuma" diye devam edeceğim yazıya, bak içinden "hay senin cumanı kovalasın cumartesiler" dersen bozuşuruz. Cuma benim, koşturulması gerekiyorsa ben koştururum, lütfen beddua yok.

Bugün cuma (sözümü tutarım ), sabahın bi körü yollara düştüm, gece deli sarılmış gibi. :) Bi dağ taş, deniz, kum fotoğrafı çekme hastalığına yakalandım ki sormayın. Lakin fotoğrafçı değilim çok şükür, öyle iftiralara ve popüler söylemlere hiç gelemem. Alem mersine giderken biz tersine giderdik sene 1850 lerde. Daha 1. meşrutiyet ilan edilmemişti düşün artık. "Sen misin meşrutiyet ilanından önce Mersin' e gitmeyen" diyen hayat, o zaman bu zaman hiç eksilmeyen nefretini üstümüze üstümüze kusmaktadır o ayrı tabi ama bilader şimdi sen yanmasan, ben yanmasam, bizim karşı komşunun küçük çocuğu yanmasa (çok gürültü yapıyor da...), efenim bilumum çer çöp yanmasa biz nasıl mersin' i öğrenecektik. Ve dahi burdan bir özlü söz çıkar, benimdir o Nazım Hikmet' e malederseler şahidim sizsiniz :))

Uyuzluk değil mi abi;
Bugün Cuma :))

Ben diye başlayan cümlelerin devamında kişi kendini övüyorsa, hem de her seferinde, o cümlenin tamamı ve hatta o an insanlığın kurduğu bütün cümleler kendilerine bir beden bulup onun göZüne girsin emi. Neyse, sakin...

Dur bakayım o alt yazı kendini imha etti mi?

du geliyorum, sen oku. ha bitti mi? boşluğa dal, efkarlan, sevgilini düşün eskisini, ayrıldığını da mutsuz ol emi :))   şu şarkıyla (TIK)