30 Eylül 2012

ŞİŞEDE DURDUĞU GİBİ DURMAZ HAYAT

Nazan Öncel çalar ; kalp caysa da, vur kıyılarıma... layla lay la la lay...
Ve şişede durduğu gibi durmaz hiçbir sıvı. Bulunduğu yerin şeklini alır fiziksel ve dahi kimyasal bi olaydır bu. Ve neden sonra hayatına ''ve dahi'' girmiştir, onu da sorgulamaz artık. Zaten en sorgulamasının gerektiği giriş çıkışları da unutmuştur. Hayaaatttt unutturur evlat, yoksa insan nasıl ölürdü?

Nazan Öncel devam eder; aşk her yerde, göç her mevsim...
Yaşanılası aşklar vardır, önceden seyrine dalarsın, bi bakarsın,  olacak sanki bu dersin de bir şey oldurmaz.
Sonra adını bulursun rehberden, mesaj yaz butonunu tıklar '' üzgünüm, ben mutsuzum'' dersin...

Sonra başa alırsın şarkıyı ya da tekrar dinle butonunu tıklarsın. Aynı gitar sesi, aynı sözler başlar ciğerinden dele dele; kaalp caysa da, vur kıyılarıma...

Ve hayat üzerinden öyle geçer ki, dillere düşmüş bi fahişenin ahlaksızlığını öyle bulaştırır ki bedenine , ayağa kalktığında ne kusarsın, ne mide bulantın geçer....

Ve nazan öncel çalar 4. tekrar dinle butonuna basışındır bu; gööç her yerde, göç her mevsim...


cem ben, şişede durduğu gibi durmaz hayat çok farkında