24 Eylül 2012

GARİP

Yeni başladı bu hastalık bende; yazıp siliyorum bi zaman sonra yazdıklarımı, olmayınca isteyip de olmayınca siliyorum. Geçmişte, "yazdığım her şey yaşanmıştır" deyip sahip çıkıyordum da artık...

Uykulu bir pazartesi ve klasiktir şahsıma, akşamdan kalma ve hala o rüyanın etkisinde. Sürekli ağlıyormuş o da, sürekli ağlıyormuş ki öyleyse ağlama...

Sıradan bi mesai günü yaptığım her şeyi tekrarlayıp sokağa attım kendimi, derin bi nefes çektim içime ve dostlara toplu mesaj attım; her şeye rağmen, bir gün hayatın daha anlamlı olacağını umarak ben yine "günaydın" diyeyim. Belki ayar gün, insanlar, o , bu... Sonra karşıma aldım karadeniz' i, ki kızgınım, küsüm kendisine :(

Ve mesai
ve insanlar
ve ben gülmeliyim
ve ben asık suratlı pazartesi insanlarından olmamalıyım da ne zor. Çok olağan değil ya bu ara acılar, hani pazartesi sendromundan değil ya da uykusuz kaldığımdan, ya da .... kaldı ki yarı uykulu geceler yaşamaya devam.
bir de dün telefonum hiç çalmadı sanırım...

ve pazartesi
ve bu şarkı dilimde; ölümler..

(baş sağlığı için teşekkürler arkadaşlar)

cem ben, garip