18 Eylül 2012

BİRAZ KIZGIN VE KÜFÜRBAZ

Bi ört o güneşi sen, gölgen dahi düşmesin yüzüme,
ki Karadeniz' de yağmur, sis...
Güneş yakışmaz evimin penceresine. 

Hem bak pencerenden dışarı, mevsim sonbahar 
ve yazılanlar hep sarı,
hep hüzün,
hep ayrılık.
Ki çek o güneşini yüzümden...

Şimdi sayılar dolaşıyor aklımda; bir üç beş vs. 
Bıraktığın yerde kalmış olabilir bakışlarım
Biraz kızgın ve dahi küfürbaz da olabilir
..................
...
Ne kadar ben kokuyor burası son zamanlarda. Kullanıcı adı ve şifresi şahsıma ait diye bu kadar kendine mal etmek bi mekanı, bu tadar hayalperest cümleleri hayatına katmak!

Sonra kelimeler döküldü gözlerinden belirsiz uçurumlara ve harflere bölünüp anlamlarını yitirdiler. Bi harf yığınına döndü  yüreğindeki uçurumlarda. Karanlıktı, kaypaktı, sahtekardı dünya. Ağzına doldurduğu en sade küfürleri, kalbine savurdu. Lanet, olmaz olası heyhattt...

Bütün odaların kapılarını kapattı da, bir odaya hapsetti yaşadıklarını. Dün gece de başarmıştı bunu ancak, sabah kirli hayatları yatağında yakaladı; ve sevişmiş, ve yine sevişerek uyumuştu. 

Ve sabah, ve yağmur, ve sis ve karadeniz bugün. Bir de ne kadar ben kokuyor buralar son zamanlarda. Camları açıp içeriyi havalandırın.

cem ben, biraz kızgın ve dahi küfürbaz