9 Temmuz 2012

ROMAN DAHA BİTMEDİ

Ayağa kalkıp öylece bekledi biraz. Bir yandan televizyon, diğer yandan müzik sesi yetmezmiş gibi sokaktaki kahkahalar, klakson sesleri eşliğinde gürültüye dönmüştü. Parmaklarını saçlarının arasına atıp bir müddet daha bekledi, bir müddet daha düşündü. -di' li geçmiş zaman ekiyle kurulan yazıları sevmediğini anımsadı da, an' ın tadını çıkartamadığından yapacak bir şeyi yoktu. Televizyona dikkat kesildi, bi tiyatro oyununun biraz daha popüler olan televizyon versiyonu vardı ve komediydi; öyleydi, belki...  "Allahım, dünya ne kadar karanlık" diyordu bi oyuncu kahkaha efektleri arasında, Allahım, dünya ne kadar karanlık....

Odadan ağır adımlarla mutfağa geçti, evin dağınık olduğunu, toparlanması gerektiğini biliyordu fakat bıkmıştı belki yalnız yapması gereken her şeyden. Yoksa bıkmamıştı da... Çocukluğundan beri bi uyuşmazlık vardı bünyesi, ruhu ve beyninde. Bi an kendi kendine "bıktım yalnızlıktan"dese, hemen peşinden yalnızlığı çok sevdiğini söyleyiverirdi kendine. Hep böyle yaşamıştı; evet-hayır, mutlu-mutsuz, aşık-değil.... Hep bi tezat vardı içinde, peş peşe...

Yiyecek bir şey hazırlaması gerekiyordu şimdi ya da kahve içip, fıstık yese yeterdi. Ama yoğurt da yemeliydi, henüz her şeyden vazgeçmiş değildi, sağlığını önemsiyordu. Fakat hızlı yemek yeme alışkanlığına tutulmuştu çok zamandır. Yalnız yaşamanın getirisiydi bu bi ihtimal. Durduğu yerde duramayan, beklemeyi hiç sevmeyen,  önünde yapılması gereken bir iş varsa rahatsız olan ve hemen yapmak isteyen bir tabiatı vardı. yemek yemeyi de bir iş olarak görüyordu çoğu zaman.

Tıpkı romanlardaki gibi, mutfak camından giren rüzgarı hissetti yüzünde. Rüzgar hep roman kahramanının yüzünü okşardı ya, o baş kahramandı şimdi adeta.. Sonra romanlar bitene kadar baş kahramanın mutsuzluğunun bitmeyeceğini anımsadı. Hüzünlü bir tebessümle bakındı rüzgara doğru ve "roman daha bitmedi" diye mırıldandı; aklında "Allahım, dünya ne kadar karanlık." komedyası!, kalbinde tebessümüne emanet ettiği hüznüyle...


(Şarkılar olmadan hayat daha zor olurmuş değil mi?  BUYRUNUZ )


cem ben