2 Temmuz 2012

YENİ-ESKİ

Bİ KERE SEVMİŞTİM SENİ

Bir kere sevmiştim seni,
o gecenin en mahrem saatiydi.
Bütün hayatımızı sermiştik ortaya, çırılçıplak.
kan ter,
salya sümük.

Radyoda ne çalıyordu unuttum,
ki muhtemeldir radyonun da çalmıyor olması
ve hatta radyo olmaması.

garip bi inilti vardı kulağımda,
hangi düşüncelerimiz orgazm olmuştu, onu da unuttum
sonra belki
seni de unuttum.

Bir kereden çok sevmiştim seni belki.
diğer herhangi bir gecede
bedenlerimizi sermiştik ortaya,
üst üste, yan yana, alt alta...
yapış yapış bir aşk mı,
seks mi bu?

Yok radyo değildi hatırladım,
elinde mikrofon şarkı söylüyordu hayalim
ve biz düşüncelerimizden hemen sonra sevişiyorduk, evet.

garip bir hırıltı vardı gecenin boğazında,
ya da bizim, unuttum...
sonra bitti; sırtını döndü aklın, yok aklım ya da...
sonra bitti ve gittin, yok gittim ya da.../02 temmuz 2012


VE HUZURA GİDEN TRENLER YOK



Ellerinden daha beyazdı teni.
Kan kırmızısı gözleri ışıksız.
Umutsuz, sabahçı kahvesi aşığıydı.

Başka şehirlere yollamıştı huzurunu.
Beyaz elleriyle kafasını tutup,
alnından öperek uğurlamıştı.

Yeni şarkılar göndermişti yüzünü bilmediği karanlıklar şehrine.
Özenle seçti sözlerini, altını çizdi.
Çok kez dinledi, durdurdu baştan dinledi.
Üstünü çizdi, sildi...

Yeni şarkılarda kalabalık şehirler buldu
Yolcusunu aradı,
alnından öpüp gönderdiği yolcusunu;
Bulamadı...

Son şansıydı trenler..
Son durağı huzura çıkan trenler..
Çığlık çığlık,
pas kokulu trenler...

Ve garlar aynı sabahçı kahvesinin müdavimi
ve garlar yok
ve trenler suskun
ve huzur kayıp.../2011(sanırım)

cem
(bir de şunu muhakkak dinleyin derim, çok efkarlı)