14 Mayıs 2012

SEYAHAT YAZILARI-1

Cumartesi günü çıkacağım seyahati büyük bir heyecanla bekliyordum. Gün gelip çattı, markalı çantam, eşi benzeri olmayan zumlu mumlu fotoğraf makinem, seyahat ayakkabılarım! ve suretimle beraber yollara düştüm. Geniş  olmasını hayal ettiğim apartman merdivenlerini ağır adımlarla inerken, heyecanımın ve kaliteli sırt çantamdaki kaliteli eşyalarımın ağırlığıyla her biri bir sanat eseri olan merdiven parmaklıklarına tutunuyordum. Yorucu bir merdiven seyahati sonunda, duvarlara da bulaştırılmış kahverengi yağlı boyasıyla demir kapı karşımdaydı. Arkasında var olan hayatları düşündükçe heyecanım bir kat daha arttı. Büyük bir gürültüyle, ağır ağır açtım demir kapıyı. Belli ki paslanmış, yağlanması gerekiyordu. Gres yağı mı, zeytin yağı mı daha iyi olur diye düşünürken karşıma çıkan manzara karşısında dilim-dimağım, midem-kulağım tutulmuştu. Mühendis harikası küp küp yapılmış binalar, yere rastgele atılmış kağıt parçaları, rastgele park edilmiş arabalar insana sürreailst bir tabloyu anımsatıyordu. Çünkü olağan doğal görseller içinde olmaması gereken, doğanın tabiatına aykırı bir görsellikle karşı karşıyaydım. Mükemmel bir sanat işlenmişti çok belli.

Ağır aksak adımlarla, fotoğraf makinem, sırt çantam ve diğerleri gibi son model olan otomobilimin, bir benzerinin dahi olmadığı düşüncesi ile kapısını açtım. İçinde bulunduğum görsel şölenin mutluluğuyla koltuğa oturup emniyet kemerini taktım ( saçmalasak da sosyal mesajımızı verelim ), kontağa bastım ve yola koyuldum.

Dar ve çukurlarla dolu ana yollarda araba kullanmanın tadı bir başkaydı. Hem trafik içersinde sinir kontrolu yapmayı öğreniyor, hem de şoförlüğümü geliştiriyordum. Yanımdan geçip giden arabaların uzun klakson sesleri de küfur dağarcığıma yenilerini eklememe vesile oluyordu. Anlayacağınız çok mutluydum...

...........................................
.........

maalesef devamı gelecek...:)

(Son zamanlarda blogları tekrar elimden geldiğince okumaya koyuldum ve anladım ki artık seyahat yazıları moda olmuş, e popüler bi kimlik olarak benim de buna uymam gerekiyordu.)


acıdan geçtim güzelleştim.