21 Kasım 2011

+30

Yakın bi hayalden sesleniyorum sana; 
özledim,
sustuğum zamanlarda daha çok özledim,
yoruldum,
sustuğun zamanlarda daha çok yoruldum.
anlamını kaybetti kelimelerin,
onları sakla şimdi, 
daha çok ihtiyacım olduğunda kullanırsın. 

Yakın bi hayalden sesleniyorum sana;
özledim,
çok...

(Belki de en büyük sorun, otuzlu yaşlardan sonra birinden tutkulu bir aşk beklemekte.)

Şiir olsun diye değil, uzun cümleler kuramayışımdan alt alta yazdım durumu. Belki de parantezi açmak ve netleştirmek lazım şimdi durumu: otuzlu yaşlardan sonra tutkulu bir aşk beklemek sorun.

acıdan geçtim güzelleştim

20 Kasım 2011

...

Uzun zaman olmuş bir şeyler karalamayalı buralara. Dünya işlerine dalıp dünyayı unutan o ''bi garip adam'' halleri benimki de işte. Geldi geçti mi, yoksa hazır gelmişken kendini dünya işlerine adayan bir şahsı muhtereme mi döndürdü beni bilinmez. Bekleyip görmek en güzeli zaar. 5-6 aydır beynime depoladığım onca şeyi ortalama 40 dakikada gün ışığına çıkartıp, üzerime düşen ve beni dünya işlerine düşüren sınav görevini de bittirdim nihayet. Umarım hakkını vermişimdir ( misal soru kitapçığının türünü işaretlememe gafletinde bulunmamışımdır umarım.)

Sınav o bu neyse de son iki gündür yaşadığım kargaşa, hengame v.s. gösterdi ki (bana), hala kalabalığı sevmeyen, kalabalıklarda direkt ötekileşen (elinde olmadan) o yağız, 90 kuşağı ruhum özünü kaymetmemiş. Hala asosyal, hala...  ve aynı iki gün, 17 yaşlarında yaşadığım, eften püften olaylar karşısında düştüğüm ürkütücü efkar halimin olduğu gibi aslını koruduğunu ve hatta yeşerip filizlendiğini de gösterdi, saolsun ne diyeyim.

Otobüsler mesela, kaçınız otobüste efkarlanırsınız ki. Belki de çoğunuz...

neyse efem ben size hasından bir şarkı önereyim iki noktadan sonra :  sezen aksu - sayım

-soru cümlesi olmadığı halde ''-mi'' ekini ayrı yazmak mı gerekir?-


acıdan geçtim güzelleştim