12 Aralık 2010

DURUMUM BUDUR-2

Dün başlayan elektrik kesintisi bugün 17:25 e kadar devam etti. Şuan garantisi olmayan, gelip giden elektriğimize şükürcüyüz. Bir önceki yazıyı ekledim, geri dönüp yazılanlara bakamadan elektrikler yine gitti (bana verdikleri 10 dakika için ilgili şirkete teşekkür ediyorum). Sonra yine onar dakikalık 1-2 seans yaşadım, hakkını yemeyeyim.

Sabah uyandığımda elektrik kesintisi yine canımı sıktı ve anladım ki hayatımız elektrik, su, telefon gibi teknolojinin nimetleriyle anlam kazanıyor. Onlar olmasa bir hiçiz sanki. Herhalde bu da alışkanlıklarımıza olan bağlılığımızla ilgili. Ama hep söylerim, bu insan evladı bi gün kendi başını yiyecek diye. Bul, icad et, topluma yay, genelleştir ama altını boş bırak, ilk icad edileni maddi kazanca çevirmek için uğraş, Arge' yi salla, sonra sistem çöksün ve altından kalkama. Yazın çükünün keyfine dolaş, gerekli bakımları yapma, kışın ilk karda hoooopp, bitiğiz....

.Ben: sorun ne, neden elektrikler gelmiyor?
.M. Temsilcisi: Kablo kopmuş.
.Ben: Ne zaman gelir elektrik?
.M. Temsilcisi: Kesin bir saat veremem
Ben: Peki, yanlış anlamayın ama, siz neden oturuyorsunuz orada?

Bahsi geçen şirketin müşteri temsilcileriyle görüştüm bir kaç saat önce. Birebir konuşmayı buraya eklemek isterdim fakat hepsini hatırlamam zor. Konuştuğum bayanın tek yaptığı; haklısınız, bakım var, net saat veremem v.s. gibi içi boş şeyler söylemek. Tabi o ne yapsın, işini yapıyor, söylenmediyse nereden bilsin ne olacağını. Bunu kendisine de belirttim, sitemimin ona değil ilgililere olduğunun altını çizerek. Müşteri güvenliği için kaydedilen o bandı, şikayet bandına çevirip gerekli mercilere ulaştırmasını istedim. Çünkü böyle büyüüüük şirketlerde asıl yetkiliye ulaşmak zor iş. Konuşmamızın sonunda Müşteri temsilcisi arkadaş şikayetlerim için bir dilekçe yazmamı söyledi. İşte beni delirten kelime; dilekçe...

Ortada iki tarafın bildiği ve karşı taraftan kaynaklı bir sorun var. Ortada güvenliğim için kaydedilen bu konuşma ama hala istenen ne, dilekçe. ''Bakın bayan'' dedim, devlet dairelerinde bile dilekçe kalktı neredeyse, yıl 2010 siz benim sesimi kaydediyorsunuz, alın size dilekçe. Ayrıca farkında mısınız, her eşyi süslüyorlar, güzel konuşan kız ve erkeklerden oluşan temsilciler, süslü reklamlar -önceki yazımda da belirttiğim gibi-...................

Neyse efem elektrikler gitti ya, bu durum benim arabanın da zoruna gitmiş olacak ki, sabah kontağa bastım araba da tık yok. Pardon sadece bi tık var devamı yok. Sanırım onun da aküsü cort.

Sönen sobayı yakma girişimlerim, duman altında kalan bi ev, belli belirsiz uykularım v.s. diye devam eden günlük aksilik çerezlerime gimeyeceğim bile. En güzeli gidip bi kardan adam yapayım. Kıçına da bi elektrik direği monte edeyim kendime ithafen....

saygılar.
(Sevgili novella umarım aydınlatabilmişimdir seni.:))

gereksiz adam