22 Kasım 2010

Zor zamanlar geçiriyoruz insanlık olarak

Pazartesi sıkıcı ve muğlak bir gündür malum. Yıllık izninin kalan kısmını kullanan biri olarak, pazartesinin kendine has iticiliğinden hala faydalanabiliyorum çok şükür. Sabah 8:00 sularında başlayan kapı zili sesi, cep telefonunun sesi ve en nihayetinde sabit hattın sesiyle hepten hiçe dönen eksik sabah uykum dahi günü pazartesileştirmeye yetmemişti oysa. Her şey 15:00 sularında televizyonu açıp ne var ne yok diye bakmamla başladı. Aklımın ve bedenimin alışık olmadığı programlarla yüzleşince anladım günün pazartesileştiğini. Bütün suçu pazartesiye atmak olmaz tabi. Şaşkınlık, aldatılmışlık, üzüntü v.s. gibi duygularla arife günü akşamı başlayıp azalarak devam eden karışık ruh halimin etkisini de azımsamamak lazım.

Zor zamanlar geçiriyoruz insanlık olarak. Üstelik bütün bu zorlukların temeli yine insan. Nasreddin hoca' nın bindiği dalı kesmesi eğlenceli bir hikaye gibi gelse de çocukken, büyüdükçe anlıyorsun göz göre göre bindiğimiz dalı kestiğimizi. Yine hikayedeki gibi uyaranın ''önemli kişi'' damgası yemesi de daldan düşünce anlaşılacak. Yani yine her şey için geç kalınmış olacak. Kimseyi eğitmek, doğru budur demek haddim değil ama ''kör kör parmağım gözüne'' bir olayda da başımı eğip susmak, erdemli adam havalarına girmek zor ve sıkıcı. Hoş bilinmez ''erdem midir, korku mu?'' tavrımın kaynağı...

Ortalama 12:00 sularında başlayan, ''gitsem mi, kalsam mı?'' diye içime içime seslendiğim bir pazartesi daha geçti geçiyor. Bir kaç haftadır aklıma düşen açıktan 3. üniversite hayalleri de suya düşecek gibi. ''Bir de şu bölümü okuyayım, kamuda pek lazım olur.'' diye diye kendimi dahi ikna ettiğim, hatta en zor bölüm olan karar verme aşamasını atlattığım bu dipsiz düşüncem de uygulama aşamasında son bulmak üzere işte. Zaten her şeyi çayıra salıp, çok uzağa çok çok uzağa kaçma eğiliminde olduğum bu zamanlarda öyle zor ki  bu işin uygulamaya konulması. Velhasıl cuma gününe kadar bankaya gidip ''paralı eğitim'' mucizesine bir kez daha katkı sağlar ve kaydımı yaptırabilirsem, bir bölüm daha beni bekliyor bitirilmek üzere.

Ne demiştik, ''Zor zamanlar geçiriyoruz insanlık olarak''. umarım en az hasarla ya da hasarsız atlatırız bu zamanları...


gereksiz adam