26 Ağustos 2010

ANLAŞILMAZ

Eskisi kadar kurcalamıyordu hayatı. Yeni ve yalnız bir hayat için şansını zorlamıyordu. Akışına bıraktı gitti.

Ve kelimelerden en süslü cümleler kurdu. Cinsiyetini yazandan değil okuyandan bulan cümleler. Yazandan hesap soran, aslını bulmak isteyen cümleler.

Önce hayal kurdu uzun uzun, aylarca. Bitirince bütün hayallerini sattı ve kredisini ekleyip bir ev aldı. Yatağı, yorganı, mutfağı, banyosu olmayan bir ev.

Bir sanala takıldı gitti. Vesikalık aşkına hediye etti anahtarını.

Aşk,

Bir beyaz cam ardında, vesikalık kaldı.

Eskisi kadar kurcalamıyordu hayatı. Eskinin hatırına hayallerini sattı. Karşılığını yenisinde bulamadı.

Olsun,

eskisi kadar kurcalamıyordu hayatı, zaten kurcalanacak bir yanı da kalmadı.

Anlaşılsın diye değil, manası olsun diye hiç değil. Süslü kelimelerden, birbirinden bağımsız cümleler kurdu. Eskisi gibi, bir türlü anlaşılamadı...


gereksiz adam

HARBE GİDEN

Harbe giden sarı saçlı çocuk!
Gene böyle güzel dön;
Dudaklarında deniz kokusu,
Kirpiklerinde tuz;
Harbe giden sarı saçlı çocuk!

O. Veli