3 Ağustos 2010

Birde Sessiz Sedasız Akıp Giden Zaman Koyuyor Adama

.........

Bir de sessiz sedasız akıp giden zaman koyuyor adama. Bir zamandan sonra anlıyor insan ''üç günlük dünya'' nın karşılık bulduğu çaresiz anlamı. Sıradan zamanlarda söylerken öyle yüzeyselleştiriyoruz ki, oturup aklı selim düşününce fark ediyoruz derinliğini. ''Ne yapsak da içini doldursak hayatın?'' sorusu bir türlü cevabını bulamayınca akılda, içinde bulunduğun yaşın, zamanın, gençliğin, onun bunun bir manası kalmıyor.

Yeni değil zamana takıntım biliyorum, sadece son zamanlarda biraz daha eziğim karşısında, biraz daha boş hissediyorum bakışlarımı. Bazı bazı yeni hayatlar yazıyorum kendime, şahidimsiniz. O hayatlarda baş role koyuyorum kendimi. Düşünüp huzur bulmaya çalışıyorum. çünkü bi ucundan tutsam huzurun, peşini bırakmayacağım biliyorum. Ama her seferinde bi bezginlik söylemiyle, hali, tavrıyla açıyorum gözlerimi aynı hayata.

Başka öncelikler arıyorum kendime, yaşıma-yaşadıklarıma uygun başka, önemli, mühim, dünyevi öncelikler ve kalabalıklara karışıyorum. Boş boş konuşup gülmeyi seçiyorum, uğraşıyorum, çabalıyorum. Bir zaman sonra, kısa bir zaman kendimi dinledikten sonra susuyorum.

Yok, burada da değil huzurun kapısı...

...................

İşte bir de sessiz sedasız akıp giden zaman koyuyor adama.



gereksiz adam