30 Nisan 2009

ÇIKMAZ..

Sana ''kjfdfd fdjskor ewNFXKLS kljlga grerelk esDLNSfnelgnfdalk fkdnlndfsanfe'' diyebilmeyi çok isterdim ama, tırnak içini anlamlandıramadım..

ha, sen kimsin yahu..

gereksiz yazar/30.04.2009

29 Nisan 2009

EKSİK HAYATLAR..

Yağmur yağıyor,
yağmur hüzünle yağıyor..

Sezen çalıyor sonra ya da sonradan önce.. yağmurla mı başladım Sezen dinlemeye şimdi, anımsayamadım.. Bu durgunluğun, bu sakinliğin, bu hüznün kaynağını arıyorum...

Biliyorum herşey dönüp dolaşıp sana gelecek, ortada bir ''sen'' yoksun işte...

Sezen çalıyor sonra, Sezen yağmurla çalıyor...

biliyor musun?

bize düştü, eksik hayatlar, ki farklıydık sözde yalan (sezen aksu).....


gereksiz yazar/29.04.2009

28 Nisan 2009

....................SOYUTA AŞK....................


Tek kanallı dönemlerde başladı benim hayatı aymam. Siyah beyazdı o zaman ekran ve bir gün; yeni tv üstelik renkli ve ikinci bir kanal.. inanç dünyasının başlangıcında gösterilen doğal güzellikler gördüğüm renklerle aynıydı, ama orda görünce şaşırdım, sanki hiç görmemiştim.. sonra despottu benim ailem, kendi içinde yaşardı sevgisini, saygısını.. doya doya sarılmadım mesela anneme ya da babama ve hatta kardeşlerime. Uzaktan sevdik biz her şeyi, uzaktan bakışlarımızı bile saklayarak. Özgür bir çocuklugum olmadı mesela, doya doya kuma çamura batarak oyun oynamadım, kendine has bir hayatın içinde figürandım işte.. senaryosu yazılmıştı, ben çok şey katamadım..

Klasik çocukluk aşkları yaşadım, ilk ergenlik döneminde depresif aşklar (aşk) geçti hayatımdan ama kimseye doya doya ‘’ seni seviyorum’’ demedim. Kendi içimde yaşadım her şeyi, bakışlarımı bile saklayarak…

Ve orta yaş dönemlerime hızla yaklaşırken ya da yaklaşmışken baktım bütün her şey tek kanallı dönemlerdeki gibiymiş, değişmemiş. Ve anladım ki hala uzaktan seyrediyorum hayatı, üstelik küfrederek.

Neden mi bütün bunları yazıyorum; kendimi ifade edemediğim zamanlar oldu hemde çok oldu. Eşim dostum ve diğerleri beni yanlış anlamayın, şimdi sorunların kaynağına yaklaştım sanırım, son bir silkelenme gerekiyor hayatımda, son gücümle.. biliyorum ki bunu aşarsam, huzurlu bir hayat beni bekliyor.

Ve işte başlıyorum;

Sana hiç söylemedim değil mi, Seni seviyorum…

gereksiz yazar/28.04.2009

26 Nisan 2009

ÖZLERİ YOKTU

sonra kişiliksiz insanlar! geçti hayatımdan. sildiler, yazdılar, sildiler... yeni hayatların peşine düştüler ve tekrar yazdılar.. içine düştüğü keşmekeşin farkına varmaları zaman aldı hep ve döndüler durdular, kapımı çaldılar..

sonra kişiliksiz insanlar geçti hayatımdan... hiç olamadılar, anlık olmuşluklara kapıldılar, olmaya çalıştılar, uğraştılar didindiler ve dönüp dolaşıp özünü buldular.. özleri yoktu, kişiliksizdiler..

sinsi, iftiracı, saldırgan, laf ebesi, dedikoducuydular; çünkü kişiliksizlerdi.. güçleri bittiğinde, başka güçlere kapıldılar, saldırttılar, vurdurttular, kırdırttılar..

özleri yoktu...

kişiliksizdiler..

gereksiz yazar/26.04.2009

..PAZAR MOLASI; MEDİTASYON...

Oğummmm.....
Oğummmm.....
oğummmm.....

Bi dur...

Oğummmm....
Oğummmm....
Oğummmm....
....
....
Nerde kalmıştık...

UZANMIŞIM KALDIRIMA..

Bir zaman sonra eklediğim fotoğrafı eksik sayınca, birde boydan bir fotograf ekleyeyim dedim.. biraz kendinden bezgin, bütün organları birbirine karışmış bir kaldırım gülü gibi durabilirim, ki öyleyim belkide ama idare edin.. dik duramıyorum bu ara, malum bıkkınım genelden ( aslında iyiyim bu aralar ama söylemeye korkuyorum )..

gereksiz yazar/26.04.2009

24 Nisan 2009

AŞK.

aşk; dünden başkaysan ve beni daha çok sevdiğine karar verdiysen kapım açık.. yok canımı yakmak için hala nöbetteyse, orda kal, sabitlenen nöbet yerinde..

gereksiz yazar/25.04.2009

23 Nisan 2009

SİNÜZİT..

Başımı eğdikçe hayata, baş ağrılarım artıyor. Hayat sinüzit şeklinde kendini gösteren bir rahatsızlık mı acaba. Öyleyse kolayı var, yarın bi aktara gideyim...:)

Unutmadan; bugün 23 Nisan neşe doluyor insan.. ama sinüzitim hala benle..

GEREKSİZ YAZAR/23.04.2009

22 Nisan 2009

ADSIZ

Kadının adı yoksa,
bu adlar kimin?
''Duygu Asena, Tansu Çiller.....''
Genelleme yapmayın,
bana adımı verin...

gereksiz yazar/22.04.2008

20 Nisan 2009

TEŞHİR..

Bugün popülist bir ruh haliyle, kendimi teşhir etme isteği uyandı içimde. ''Neden?'' diye sorgulamadım. Bütün sorguya düştüğüm konularda-ikilemlerde, başta aldığım kararlardan pişmanlık ve hatta utanç duymuşumdur. İşte bugün sorgulamadım kendime olan talebimi, utancımı-pişmanlığımı sonraya sakladım. Egoistçe bir tavır belkide içimdeki, azıcık övgüye ihtiyacım var ya da.... resim bunun için yeterli mi, çok zor..

İŞte buyrun bütün depresif kelimelerin sahibi resimdeki adam benim. Artık kime ne hayrı dokunacaksa (işte başladı sorgulamalarım), ekledim gitti... Ne büyük iş..

gereksiz yazar/20.04.2009

19 Nisan 2009

ANNE BEN MANYAK OLDUM


gidenler, giderken durup geri dönenler, susanlar, susturulanlar, aşkın peşine düşenler, ayanlar, beyanlar, koşanlar, coşanlar, uyuyanlar, uykuya dalıp korkuyla uyananlar, korkanlar, korkaklar, hayatı kutlayanlar, hayatı kutlayanlara hayretle bakanlar, bakanlar, baktığını sananlar, körler, gördüğünü sananlar, geceler, gececiler, gece bekçileri, geceyi gönüllü bekleyenler, kadınlar, erkekler, aşklar, kavgalar, diziler, diziciler, kurtlar, vadiler, boyalı hayatlar, porselen tabaklar, suyu çekilmiş yemekler, yemektekiler, yemektekilere dalanlar, misafirler, misafiri sevmeyenler...

ağlayanlar, gülenler, gülerken ağlayanlar, ağlarken gülenler, duranlar, öyle duranlar, durmadan bakanlar, yarışanlar, yarıştırılanlar, sunanlar, sunulanlar.......
.........
.......
...

gereksiz yazar/19.04.2009

15 Nisan 2009

HERŞEY AYNI..


Hayatın bütün getirilerinden kendimi soyutlamak için çıktım ben bu yola aslında. Biliyordum bu yol geçmiş zamanda gittiğim yoldu, ama bilmiyordum aynı yolun bu kadar acı vereceğini, eskisinden daha efkarlı olacağını. Yaşamak gerekiyormuş evet, yaşıyorum şimdi de daha kaç zaman gider bu durum bilinmez..

Bıraktığım gibiymiş herşey demiştim geçmiş zamanın birinde. O zamanlar efkarım tazeymiş, sezemedim bu kadar büyüyeceğini, kocaman olacağını. Şimdi sıradanlaştırmaya çalıştıkça hayatımı, yaşadıklarımı daha çok büyüyor karşımda imkansızlarım. Bir tek umudum var elimde, son bir umudum, tam orda bulutların kenarında. Şimdi arada ona bakıp kendimi avutuyorum ama bu ne zamana kadar devam eder onu da bilmiyorum..

Oysa ne kadar çok şey değişti dünden bugüne (gözden ırak olan gönülden de ırak olur muydu? yine cevap versene). Ben çok büyüttüm içimdekileri, baştada söyledim kocaman yaptım ama dünden daha az dayanıklıyım, gücümü yitirdim. Şimdi ya da birazdan telefonum çalacak, sen arayacaksın. Ve sonra batarya zayıf yazısı çıkacak. Bu aralar bana benzedi bu telefon, durmadan şarj olmak istiyor... Sahi telefonun şarj makinesi burda da benim şarj makinem nerde?

gereksiz yazar/15.04.2009

12 Nisan 2009

BÖĞĞĞ!!!2009


Arkadaşlar 2009 böğğ ödüllerinde psikopat-depresif-şuursuz-dengesiz-biçare bloglar dalında aday olmaya layık bulunmuşum -ki tek aday benmişim-, oylarınızı bekliyorum.... Beni yüceltenlere, layık görenleri, onlara, bunlara, şunlara teşekkürü iki borç bilirim..

çok zaman sonra sadece bu amaç için blogumu izleme altına alanlar, ödülü almak için arz-ı endam edip süzülenler, diğer blog sahiplerini amaç değil araç için kullanmak isteyenler, ödüle sahip olunca hayatına fildişi kulelerde devam edeceğini sananlar; bi gidin ya...

böğğğ2085 de buluşmak dileğiyle.....

gereksiz yazar/12.04.2009

9 Nisan 2009

AZ KALDI...


Anlatamadığım çok az şey kaldı kendime. Bütün itiraflarımı yaptım, kendimle barışmak adına acı, tatlı ne varsa yüzleşmeye çalıştım. Şimdi nerden geldiğini bilerek yaşıyorum sıkıntılarımı. Az kaldı, çok az kaldı sabaha; biliyorum. Öyle git gel ruh halim ama kısa zamanlara böldüm tezatlarımı. Şimdi daha kısa sürüyor sabitlenmiş efkarım..

Ve tekrarlıyorum -kendime özellikle- az kaldı sabaha, uyandıgımda güneş yüzüme vuracak ve bitecek bitmez sandığım birçok şey..

letdown ve yol arkadaşım iyi ki varsınız..

bütün çağrılarıma kulak veren, mesajlarıyla destek veren arkadaşlar; teşekkürler...

09.04.2009/gereksiz yazar