29 Eylül 2009

DÜNYAYI KURTARACAK ADAM

Toplum olarak cinnet getirme arifesindeyiz. Değişik değişik cinayetler, ev sahiplerinden habersiz su saatleri sökülen Toplu Konutlar, kaçırılan çocuklar, kaybolan insanlar, futbol müsabakalarında fırlatılan sandaliyeler, acayip kutlamalar.......

Şimdi, yazınca anladım ki biz cinneti getirmiş, çok zamandırda şaşaalı törenlerle ağırlıyoruz kendisini. Tabi bu durumda aklı selim, oturup azıcık düşünen insanlar ''neden?'' diye bir soruyor. Ekonomik göstergeler, piyasalarda dolar ya da avronun durumu, borsada ki iniş çıkışlar, altının piyasa değeri v.s. bunlara sebep demek, ''taşlanacak keçiyi de bulduk, hadi devam taşlamaya'' demeye denk düşer ki cinnetin başka bir boyutuna ulaşmış oluruz.

Neyimiz eksildi ki bu hale düştük?

Soruya herkesin kendince makul, mantıklı cevapları vardır pek tabii. Ülke bireylerini katıp ortak bi konsensusta oluştururuz yılmadan. Kahvehaneler ne güne duruyor Allah aşkına, akşama kadar çözeriz mevzuyu, olmadı daha önümüzde uzuuuunn zamanlar var ( buyrunuz efem, yine zaman).

Kendimce;

maneviyatımız eksilip inandığımız değerler azaldıkça, aslını saklayıp idealaştırdıkça sureti, gitmez cinnetimiz. Evimizin en güzel odasının baş koltuğunda çekirdek çıtlatıp, maharetlerini seyreylemeye devam eder. Hayat ben yatayım da sen maneviyatımı bi sağlamlaştır, sabaha hazır olsun dersek, kendi kuyusunda aslını arayıp duran pejmurdeden farkımız kalmaz ki pejmurde asildir en azından bence..

Şimdi topyekün sarılmak lazım hayatın manalı anlarına ama benim az uykum var, kalanlar maneviyatını güçlendirsin ben feyz alıp gerekeni yapacağıma söz veriyorum. Ha yok kalanlarında uykusu varsa, onlar benden feyz alıp gerekeni yapacaklarına söz versinler kabulümdür (dünyayı ben gibiler kurtaracak, var mı?.:))....

Yani biz büyüdük diye kirlenmedi dünya, büyürken biz kirlettik...


gereksiz adam