28 Nisan 2009

....................SOYUTA AŞK....................


Tek kanallı dönemlerde başladı benim hayatı aymam. Siyah beyazdı o zaman ekran ve bir gün; yeni tv üstelik renkli ve ikinci bir kanal.. inanç dünyasının başlangıcında gösterilen doğal güzellikler gördüğüm renklerle aynıydı, ama orda görünce şaşırdım, sanki hiç görmemiştim.. sonra despottu benim ailem, kendi içinde yaşardı sevgisini, saygısını.. doya doya sarılmadım mesela anneme ya da babama ve hatta kardeşlerime. Uzaktan sevdik biz her şeyi, uzaktan bakışlarımızı bile saklayarak. Özgür bir çocuklugum olmadı mesela, doya doya kuma çamura batarak oyun oynamadım, kendine has bir hayatın içinde figürandım işte.. senaryosu yazılmıştı, ben çok şey katamadım..

Klasik çocukluk aşkları yaşadım, ilk ergenlik döneminde depresif aşklar (aşk) geçti hayatımdan ama kimseye doya doya ‘’ seni seviyorum’’ demedim. Kendi içimde yaşadım her şeyi, bakışlarımı bile saklayarak…

Ve orta yaş dönemlerime hızla yaklaşırken ya da yaklaşmışken baktım bütün her şey tek kanallı dönemlerdeki gibiymiş, değişmemiş. Ve anladım ki hala uzaktan seyrediyorum hayatı, üstelik küfrederek.

Neden mi bütün bunları yazıyorum; kendimi ifade edemediğim zamanlar oldu hemde çok oldu. Eşim dostum ve diğerleri beni yanlış anlamayın, şimdi sorunların kaynağına yaklaştım sanırım, son bir silkelenme gerekiyor hayatımda, son gücümle.. biliyorum ki bunu aşarsam, huzurlu bir hayat beni bekliyor.

Ve işte başlıyorum;

Sana hiç söylemedim değil mi, Seni seviyorum…

gereksiz yazar/28.04.2009