28 Şubat 2009

BİLİYOR MUSUN?


Biliyor musun, seni özlemeyi çok özledim. Tekerleme gibi değil mi, ne kadar sıradan, olağan ve anlamsız gibi. Sen farkında değildin, belki bende değildim - değilmişim- seni hayatımdan kısa zaman önce ancak çıkartabildiğimin. Maharet cümlesi gibi olduğuna bakma, bugün seni özlemek bile hazine değerindeymiş anladım..

Dün yaşadığım her şeyde seni suçlardım, bütün yaşanan efkarları sana yükler, kendimi hafifletirdim. Bugün, elimde kalan son kale olan yalnızlıgımı da kaybettim ve bütün lanet kelimeleri, yaşamsal sıkıntılarım daha orta yaş adam tadında. Düşünüyorumda yaşlandıkça ya da yaş ilerledikçe hiçbir şeyi dibine kadar yaşayamıyor insan. Ne kahredene kadar efkara dalıyor ne de alabildiğine gülüyor. Hiçbir hissi duyguları bi temele oturtamıyorum. Senleyken dostlugunu ötelediğim sigaraya yine başladım. Dost sigara. bak bu da sıradan değil mi? zaten bu hayatta, kelimelerden öteye geçiremedim sıradanlığı, hep ötekileştirdim kendimi..

Bütün huzuruyla yaşasanda hayatı, biliyorum ben, hayat denen bu döngü kendinden efkarlı zaten. Doğmak, büyümek, insan içine karışmak ve yalnız dünyadan ayrılmak, aslında ne kadar dayanılması güç duygular bir düşünsene. Bütün duygular, acılar, mutluluklar gibi onu da ve hatta hayatı bütünüyle öyle hazmediyor ki insan, düşünmeden, kafayı yormadan anlayamıyorsun aslında nasıl bir yapının içinde oldugunu. Ben bütün bunların efkarını yokluğuna, gidişine, dönüşüne yüklemişim anladım.

Biliyor musun seni özlemeyi çok özledim de, bugün çıkıp gelsen bile herşey dünde kalmış onu da anladım.

gereksiz yazar/ 28.02.2009